ABD büyükelçiliğine yapılan saldırıyı gerçekleştiren kişinin kimliği biliniyor ama amacın ne olduğu ve kim tarafından planlandığı bilinmiyor. Burada yabancı güçlerin değiştirmek istediği iki durum vardır. Birincisi birileri tarafından etkilenen CHP’nin dış politikası, ikincisi doğrudan Türkiye’nin dış politikasındaki değişme eğilimlerini durdurmak. Bunun dışında ülkemizi de içine alması muhtemel olan bölgesel savaşta tarafımızı belirgin hale getirmek.
CHP, ABD karşıtı dış politikayı benimsiyor ve yerimizin Şanghay beşlisinde olmasına olumsuz bakmıyor. Bu durum bazı siyasi partilerce uygun görülebilir. Mesela MHP’nin kiminle müttefik olmamızı istediği belli değil. Ama ona destek olan yayınlarda ABD’ye yakınlığı kölelik saydıkları intibı yaratılıyor. BDP’nin dış politikası belirli değil ama Avrupa’ya yakın birçok kişiyi barındırıyor. Kuzey Irak ise ABD’ye yakın gözüküyor ve gücünü onların desteğinden sağlayacağını düşünüyor. Diğer yandan geleceğinde Türkiye ile çok yakınlaşmayı, ekonomik bütünlük sağlamayı düşünüyor. Bu da ABD politikası ile uyumlu gözüküyor.Hatta bana göre ABD’nin Irak’a müdahalesi Avrupa’nın Kürtler üzerindeki etkisini ve bölgenin Avrupa’nın kontrolüne girmesini engellemek için yapıldı. Irak’ın demokrasi ile idare edilmesi ABD’yi ilgilendirmez.
***
Önümüzdeki dönem Türkiye’nin iç politikasında önemli karışıklıklar yaratacak gibi görünüyor. Milliyetçilik ve ulusalcılık üzerindeki münakaşalar siyasi bölünmeye sebep olabilir. MHP’nin dış politikasının ne olacağı bilinmiyor ama içerde Erdoğan karşıtı olmayı her şart altında sürdüreceği anlaşılıyor. Bu onun dış politikasının Erdoğan’ınkinin tersi olacağı anlamına gelir.
Eğer son eylemde İran, Suriye gibi ülkelerin izine rastlanırsa eylemin önümüzdeki günlerde bölgede çıkması muhtemel savaşta ülkemizin yerinin belirlenmesini etkilemek amacı taşıdığı söylenebilir. Mesela eylemciyi destekleyenin İran ya da Suriye gibi bir ülke olduğu söylenirse Türkiye, ABD ile birlikte bu ülkelerin karşısında yer alacaktır.
Eylemcinin adının Ecevit gibi CHP’yi çağrıştıran birinin seçilmesi olayın iç boyutunun daha yüksek olduğunu gösterir. İntihar bombacıları için ben iki ihtimal görüyorum. Birincisi bombayı taşıyanın olayın bütün boyutlarını bilmesi ve ölmeye razı olmasıdır. İkinci ihtimal bombacının olayı bilmemesi ve bağlı olduğu örgütün ondan bir paketi taşıması istemesi ve bu paketin uzaktan kumanda ile patlatılmasıdır. Özellikle kamyonların patlatılmasında bu ihtimal daha yüksektir. Kamyon kiralanır ve üzerine konan malzemeyi bir yere götürmesi istenir. Kamyon şoförü açısından bu iş para kazanmaktır. Ama onu kullananlar uzaktan kumanda ile patlayıcı madde dolu olan yükü patlatırlar.
Bir ülkenin bir çatışmada yeri belirlenecekse, ya da iç politikada dış politikayı belirleyecek değişiklikler yapılacaksa böyle eylemlerin yapılmasını beklemek gerekir. Mesela CHP daha ziyade entelektüellerin olduğu bir parti olmasına rağmen, lider değişikliğinde dış politika üzerinde hiç tartışılmamış ve dış politikası eskisinin tamamen zıddı olan birisi genel başkanlığa getirilmiştir. Şimdi acaba tam tersi bir operasyon mu yapılıyor? Düşünmek gerek.