Alışkanlık, tekrar tekrar yaptığımız şeyleri gösterir. Nasıl bireysel hayatlarımızda alışkanlıklarımız var ve bu alışkanlıklar hayatımızı etkilerse, evliliklerde de alışkanlıklar oluşur. Eşler bazı tutum ve davranışları tekrar tekrar yapma eğiliminde olurlar. İşte eşlerin bu alışkanlıkları evlilikleri olumlu veya olumsuz etkiler. Şimdi size bir dizi evliliklerde görülen alışkanlıklardan bahsedeceğim.
Ayrılma ve bir araya gelme seremonilerinin olup olmaması: İnsanların bir araya gelirken ve ayrılırken birbirlerine karşı sözleri, duygu ifadeleri, dokunma gibi beden hareketleri duygusal ve sosyal yakınlıklarını gösterir. Yabancı veya mesafeli olduğumuz kişilere daha az söz, daha soğuk duygu ve daha fazla fiziksel mesafe koyarken; yakın olduğumuz kişilere daha fazla söz, daha sıcak ve fiziksel olarak daha dokunma eğiliminde oluruz. Eşlerin sabah birbirinden ayrılırken ve akşam bir araya gelirken ki seremonileri az sözle, soğuk ve mesafeli olabileceği gibi; olumlu bol söz, sıcak ve dokunma içeren yakınlıkta da olabilir. Eşlerin, gün için de ayrılırken ve bir araya gelirken hoş sözler, sıcak duygular ve dokunma içeren alışkanlıklar geliştirmesi evliliklerini olumlu etkiler.
***
Eşlerin birbirlerine beğenilerini söyleyip söylememesi: İnsan ilişkilerinin temel dinamiği kişilerarası duygulardır. Eş ilişkilerinde ise duygular daha da kritik bir meseledir. Evliliklerde eşlerin birbirleriyle ilgili çok sayıda alanda kanaatleri ve hoşlandıkları veya hoşlanmadıkları taraflar olur. Eğer eşler birbirlerine olumsuz tarafları iletme alışkanlığına sahiplerse, evlilik bu halden olumsuz etkilenir. Halbuki eşler birbirleri ile ilgili beğenilerini paylaşma alışkanlığına sahiplerse, evliliğin seyri olumlu etkilenir. Dengeli davranış şöyle olabilir: Sorun gördüğün şeyler için sakince geri bildirim ver, takdir ve beğenilerini sık ve güçlü ifade et!
Eşlerin uyanıklık ve uyku ritimlerinin uyumlu olup olmaması: Eşlerin hayat ritminin birbiriyle uyumlu olup olmaması, evliliğin seyrini etkiler. Eşlerin normalde beraber yatağa girip, beraber uyanması gerekir. Eğer ritim bu şekilde uyumlu ise, daha fazla konuşma, beden teması ve cinsellik oluşur. Eğer biri uyurken diğeri başka bir odada ayakta ise, genellikle daha az konuşma, dokunma ve cinsellik yaşanır. Özellikle sabahları beraber uyanıp kahvaltıyı beraber yapmama, sabahları ayrılma seremonisini de bozar.
***
Zaten ayrı hayat ritmi genellikle eşler arası duygusal uzaklaşmaktan sonra başlar ve bu hal duygusal mesafeyi daha da arttırır. Bazen de ayrı hayat ritmi eşler arası soruna bağlı değildir. Daha çok kişilerin uyku, meşguliyet ve işleriyle ilişkilidir. Bu durumda da eşler arası etkileşimi azalttığı için genellikle olumsuz etkide bulunur. O zaman şöyle bir tavsiyede bulunulabilir: Eşinle beraber uyu, beraber uyan!
Evde çorbanın kaynayıp kaynamaması: Modernleşme ile birlikte ev dışında yemek yeme veya eve yemeğin gelme sıklığı artar. Eğer dışarıda yemek yeme veya dışarıdan yemek isteme baskın beslenme alışkanlığı haline gelirse, bu durum aile havasını olumsuz etkileyebilir. Aile olmak, evde çorbanın kaynaması ile yakından ilişkilidir. Evde yemek yapılması hem eşler hem çocuklar için daha sağlıklı beslenme göstergesi olmakla beraber, aynı zaman da aile olmanın psikolojik unsurudur. Damak tatlarımız aynı zamanda zihinsel hafızalarımızdır. Annemizin yemekleri ile oluşan damak tadı, bize verilen emekle beraber paketlenerek ev algımızı inşa eder.
Ailece dışarıda bir etkinlikle beraber yemek yemek, zaman zaman dışarıdan yemek istemek evin baskın alışkanlığı haline gelmedikçe sorun olmaz. Sorun, evde çorba tenceresinin kaynamasının baskın alışkanlık halinden çıkmasıyla başlar.
Evliliklerdeki alışkanlıklar meselesine devam edeceğim.