Bir önceki yazımda evliliklerdeki kırmızı kartlık hareketleri şöyle sıralamıştım: Eşi aşağılamak ve küçük görmek, kendi ailesi ile birlik olup eşini yalnız bırakmak, dayak, alkol / uyuşturucu madde / kumar / oyun / sosyal medya bağımlılıkları, cinselliğe zorlamak veya cinselliği terk etmek, ev ve ailenin dışında bir hayat kurmak, sadakatsizlik göstermek, eşin maddi imkanlarını sömürmek veya eşi parasız bırakmak, çalışmayıp evin geçimi için uğraşmamak. İlk beşini o yazımda açıklamıştım. Bugün kalan dördünü yazacağım.
Ev ve ailenin dışında bir hayat kurmak
Evli olmak eşi ve çocuklarını hayatının merkezine koymayı gerekli kılar. Eş ilişkisini hayatın tek unsuru haline getirmek ne kadar yanlışsa, eşi hayatının kenarına koyup başka şeylerle aşırı meşgul olmak daha büyük yanlıştır. Eğer bir kişi, eşi ve çocuklarını unutacak düzeyde başka dünyalara dalarsa, vaktini ve emeğini evin dışındaki meşguliyetlere tek başına harcamaya başlarsa, eşe vermesi gereken emeği başkalarına verirse, evin dışında bir hayat kurmuş olur. Eşi ve çocukları ihmal etmek anlamına gelen bu durum, daima hem evliliğe hem de çocuklara zarar verir.
Sadakatsizlik göstermek
Sadakatsizlik eş ilişkisine en ağır ve ölümcül yarayı vurur. Aldatılan eşte ihanete uğramak, öfke, güvensizlik, küskünlük, özgüven azalması gibi güçlü duygular oluşur. Adeta kişinin zihninde fırtınalar eser. Onarılması mümkün ama oldukça zor olan bu durumda, evlilik ya yaralı bir şekilde seyreder ya da boşanmayla sonlanır. Evlilik içinde olan sorunlar sadakatsizliğin psikolojik alt yapısına dair bir şeyler söylese de haklılık veya meşruiyetini göstermez. Sadakatsizlik her şartta eş ilişkisinde kırmızı kartlık harekettir.
Eşin maddi imkanlarını sömürmek veya eşi parasız bırakmak
Eş ilişkilerinde eve giren paranın nasıl harcandığı sık sorun yaşanan meselelerden biridir. Özellikle eşler arasında parasının yenmesi, sömürülme, paranın kullanımında adaletsizlik olduğu algısının oluşması evlilik ilişkisi üzerine yıkıcı etkide bulunur. Paranın nerden ne kadar geldiği ve nereye nasıl harcandığı konusunda bir şeffaflık olmalıdır. Ayrıca paranın yönetimi konusunda karşılıklı müzakere, ikna ve uzlaşma süreçleri yaşanmalıdır. Aksi durumdaki keyfilik, bildiğini okuma tutumları duygusal kırgınlıklara ve güven problemlerine yol açar.
Çalışmayıp evin geçimi için uğraşmamak
Eşlerin özellikle de erkeğin evin geçimi konusunda süreğen bir çaba içinde bulunması beklenir. Evin geçimi için çaba içinde olmamak, bunun yerine evde boş oturmak, sokakta boş gezinmek veya eğlence mekanlarına takılmak aile sorumluluğu ile bağdaşmaz. Bazı kişiler çalışıp evi geçindirmek hususunda ilgisiz ve gayretsiz bir tutum içindedirler. Özellikle bağımlılıkları da varsa hem çalışmayıp hem de evde var olan parayı keyfi olarak harcama eğilimindedirler. Bu durum kırmızı kartın en haklı gösterilmesi gereken durumlardan biridir.
Bir evlilikte kırmızı kartlık hareketlerin olması evliliğin sağlıksız olduğunu, eş ve çocukların ruhsal açıdan risk altında olduğunu gösterir. Kırmızı kartlık hareketlerin varlığında diğer eşin bu durumu acil bir hal olarak görüp harekete geçmesini gerektirir. İlk hedef sahici bir değişimle beraber onarma olmakla beraber, bu gerçekleşmediğinde kendini ve çocuklarını koruma amaçlı boşanmanın meşruiyeti oluşur.