Endülüslü İbni Hazm Güvercin Gerdanlığı adlı eserinde aşkı ve aşığı şöyle tanımlar: “Aşk öyle bir hastalıktır ki, hasta zevk alır. Bu derde kim uğrarsa artık iyileşmek istemez. Acı çeken ise bu acıdan kurtulmayı dilemez. Aşk insana vaktiyle iğrendiği şeyleri süslü püslü gösterir. Kendisine zor gibi gözüken şeyleri kolay gösterir. Doğuştan olan huyları ve doğal eğilimleri değiştirecek kadar ileri gider.”
Romantik aşk yoksa evlilik de yok!
Ben bir öykü anlatayım: “Delikanlı eş arayışında. Yalnız eşini romantik bir şekilde bulmak ve aşık olmuş şekilde evlenmek istiyor. Biraz içe dönük. Bu sebeple de sosyal çevresi pek geniş değil. Düzenli bir işi ve düzenli bir hayatı var. Üniversitede ve iş yerinde romantik aşk onu gelip bulmamış. Tanıştırılma ile evliliğe de karşı”.
Pembe dizi aşkı ihtiyacı
Başka bir öykü şöyle: “Genç hanım prestijli bir plazada teknik bir pozisyonda çalışıyor. Çevresinde eğitimi ve geliri yüksek insanlardan bolca var. İş yerindeki kadın erkek ilişkilerini yakından izliyor. Pembe dizilere benzeyen şeyler olduğu kanaatinde. Kendi ailesi ise değerleri ve yaşam alışkanlıkları açısından Anadolulu. Plazanın tepelerinden gelecek bir aşk beklentisinde.”
Farklı aşklar var
Robin Norwood “Kadın Çok Severse” adlı kitabında çok seven kadın hikayeleri anlatıyor. Bu kadınlar genellikle çocuklukları zor ailelerde geçmiş ve erkeklerle “imkansız aşklar” yaşama eğilimindeler.
Norwood Yunanlıların iki tür aşk ayrımı yaptığını söyler. İlkini “eros”, ikincisini de “agape” olarak tanımlarlarmış.
Eros aşkı
Eros aşkı saplantılı bir aşktır. Kişi tüm dikkat, ilgi ve enerjisini aşkına verir. Aşık kişi, aşkından başka hiç bir şey ile ilgilenemez hale gelir. İşi, eğitimi diğer insanlar ile ilişkileri bozulur. İlişkide; acı, dram, öfke, özlem, kıskançlık ve gizem vardır.
Agape aşkı
Agape aşkında ise birbirine derin bağlarla bağlanan iki insan vardır. Aşkları ikisini de daha canlı, yaratıcı ve üretici yapar. İlişkilerinde güven, bağlılık ve karşılıklılık vardır.
Sorun şurada: Eros aşkından çok izlenen dizi film çıkarken, agape pek film senaryosu haline gelmiyor.
Aşkı isteyenler, istemeyenler
Aşık olduğumuz zaman İbni Hazm’ın dediği gibi zihnimize söz geçirmemiz zor. Başkalarının telkinlerine ve yol göstermelerine de kapalı hale geliyoruz. Yine İbni Hazm’ın dediği gibi iyileşmek istemiyoruz.
Bazıları aşkın bu acılarını bilip, başka bir insana takılı kalmaktan korktukları için, aşık olmaktan Allah’a sığınırlar.
Bazıları ise hayırlı bir aşkın yeryüzünde başlarına gelebilecek en iyi şey olduğunu düşünürler.
Yıllar önce oldukça dindar ve eğitimli bir genç hanımın Müslüman olmayan bir dil eğitimcisine aşık olma öyküsünü dinlemiştim. İçinden çıkılması zor hali onu yiyip bitiriyordu.
Aşk ve uygunluğu aynı anda düşünmek
İmkansız ve yıkıcı aşk acıları yaşamaktan kaçanlar için basit bir önerim var. Evlilik kararında aşk ile birlikte uygunluk kriterini aynı anda düşünsünler.
Bir uçta aşık, diğer uç aşık değil olan bir çizgi çizin. Bu çizgiyi bir ucu uygun diğer ucu uygun değil olan diğer bir çizgiyle kesin. Dört bölge çıkmış olacak.
Hem aşıksınız hem de kişi evlilik açısından uygun ise tadına doyum olmaz.
Aşıksınız ama kişi evlilik açısından uygun değilse çekeceğiniz var demektir.
Hem aşık değilsiniz hem de uygun değilse hemen kaçın.
Aşık değilsiniz ama evlilik açısından uygunsa, zor bir kararla karşı karşıyasınız demektir. Aşk veya sevgi zamanla oluşabilir de hiç oluşmayabilir de.