Evlenme yaşları ve evlenip evlenmeme ile ilgili iki büyük mesele var. Birincisi ilk evlilik yaşının giderek yükselmesi. İkinci mesele ise istediği halde evlenememe hali. Bu iki mesele birbiriyle ilişkili olmakla birlikte, birinci mesele tüm toplumu, ikinci mesele ise belirli kadın ve erkekleri etkiliyor.
Birinci mesele olan ilk evlilik yaşının giderek yükselmesi bir dünya trendi. Amerika’da 1950’de ilk evlilik yaşı ortalaması 20 iken, 2017 yılında 28 oldu. 2018’da Amerika için erkeklerde 29.8, kadınlarda 27.8 oldu. Avrupa Birliği ülkelerinin ortalamasında kadınlarda 31 erkeklerde, 33 civarında. Türkiye’de 2018 yılında ortalama ilk evlenme yaşı, erkekler için 27,8, kadınlar için 24,8 oldu. Halen OECD ülkeleri içinde en erken evlilik yaşı bize ait.
Dünyadaki evlenme yaşının yükselmesi modernleşme sürecinin bir parçası. Ortalama ömrün uzaması, boşanma oranlarının artması, doğurganlık oranlarının azalması, gibi trendlerle beraber seyrediyor.
İstediği halde evlenemeyenler
İkinci mesele ise istediği halde evlenemeyen ve ortalama evlilik yaşının 5-10 yıl üstüne çıkmış kişilerin hali. Bu kişiler için genel trendi etkileyen faktörler dışında özel ve bireysel faktörler var gibi görünüyor. Bu özel etkenler; beğenmekte zorluk çeken kişilik özellikleri, kariyeri tamamladıktan sonra evlilik düşünme eğilimi, evlilikle sonuçlanmayan uzun süreli ilişkilerin varlığı, ailede bakılmak zorunda kalınan hasta bir kişinin var olması ve eşleşme sürecine destek olan sosyal çevrenin olmaması şeklinde olabilir.
Balık mevsimi için matematiksel hesaplama
Evlenememenin izahlarından biri de benim “balık mevsimini kaçırmak” dediğim bir mesele. Aslında matematik modellemesinin yapılması gereken bu meselenin basit halini anlatayım. Ortalama evlilik yaşına gelmiş 100 erkek ve kadın düşünün. O yıl bu 100 erkek ve kadından yarısı eşleşecektir. Eğer bir yıl gecikirseniz kalan 50 kişinin içinden seçim yapmanız gerekir. Bir yıl daha gecikirseniz 25, daha da gecikirseniz daha az kişiyle eşleşme imkânınız kalacaktır. Hele kadınsanız sistemde sizin için kalan kişi sayısı giderek azalacaktır. Çünkü erkekler kendilerinden küçük yaşta birileriyle evlenme imkanlarına sahipken; kadınlar için bu olasılık daha azdır.
Diğer bir sorun da balık mevsiminin başında daha iyi seçenekler varken, mevsimin bitişine doğru iyi balıkların gitmiş olmasıdır. Kimse bana kızmasın. Matematiksel bir hesaplama yapıyorum. Eş seçeceğiniz evren daraldıkça, uygun eş bulma olasılığınız daha düşük olacaktır. Yani her şeyi zamanında yapmak önemli.
Evlenmede balık mevsimi yaklaşımı evlilik arayışlarında optimal bir zamanın olduğunu gösteriyor. Kanaatimce bu optimal zaman balık mevsiminden iki yıl öncesinden hazırlık yapmak yani evlenmeye açık hale gelmektir. Bir nevi balığa çıkmak, olta atmak süreçlerini balık mevsiminin zirvede olduğu zamana kadar tamamlamak gerekiyor.
Doğrusu beraber çalışabileceğim iyi bir matematikçi bulursam balık mevsimi yaklaşımını matematik modellemesini yapıp, “evlilikte balık mevsimi teorisi” oluşturmayı düşünüyorum.