Bu hafta vizyona giren Romantik Komedi 2: Bekarlığa Veda, ilk filmdeki kadar güçlü bir film olmasa da sadece kariyerinin en iyi performansını sergileyen Gürgen Öz için bile seyredilir.
Sinemada en çok tüketilen türdür romantik komedi. Türk izleyicisi de gerek sinemada gerekse televizyonda bu türü zevkle seyreder. Buna rağmen son dönemde Türk sinemasında başarılı örneklerini gördüğümüzü söylemek biraz zor. Murat Şeker’in birkaç filmi ve 2009’da çekilen Romantik Komedi filmi ilk akla gelenler.
Bu hafta vizyona giren Romantik Komedi-2 ilk filmin başarısı sonrası çekildi. Bir kere çok doğru bir kast var filmde. Sinem Kobal, Sedef Avcı ve Burcu Kara, güzellikleri, enerjileriyle filme canlılık, onlara eşlik eden Cemal Hünal, Engin Altan Düzyatan ve Gürgen Öz de performanslarıyla derinlik katıyor. Tabii böyle kalabalık bir kadro öncelikle iyi bir yönetim ve doğru bir senaryo istiyor. İlk filmin başarısının altında da bu yatıyordu. Reklam filmleriyle öne çıkan Ketche, 2009’da çekilen Romantik Komedi’nin kalitesini üst düzeye çekmişti. Eli yüzü düzgün bir senaryo, kendi hikayesi olan karakterler filmi belirli bir standarta oturtmuştu. O filmde Cemal Hünal ile Sedef Avcı’nın hikayesi baskın olsa da diğer karakterler de es geçilmemişti.
Romantik Komedi-2 ise Erol Özlevi’nin ilk yönetmenlik denemesi. Keşke ilk yönetmenliğine böyle kalabalık bir oyuncu kadrosunun yer aldığı filmle başlamasaydı. Filmde inanılmaz yönetmen eksiklikleri var. Senaryo da ilk film kadar ciddiye alınmamış. Bu tür filmlerin öyküleri karikatürize olabilir ama kendi türünün içinde bir ciddiyet barındırmalı. Önermeleri doğru olmalı. Ne yazık ki film için bunları söyleyemiyoruz. İlk filmin de senaristleri Ceren Aslan ve Aslı Zengin bu sefer nedense baltayı taşa vurmuş.
BENİ ÇOK GÜLDÜRDÜ
İkinci filmin öyküsünde Esra evlilik hazırlıkları yaparken, en yakın arkadaşı Didem de kızlar arasındaki tek bekâr olarak kalmaktan dolayı panikler. Didem evlenme teklifi beklerken, sevgilisi Cem yeni filminde başrol oynadığı Gözde’yle tanışır. Kıskançlık krizlerine giren Didem, Cem’i takip esnasında bekarlığa veda partisinde olduklarını öğrenir. Kızlar oryantal kılığında partiye sızar. Didem karakterini canlandıran Sinem Kobal ile onun sevgilisi Cem’i oynayan Engin Altan Düzyatan tam anlamıyla başarısız. Kobal inanılmaz karikatürize, Düzyatan ise bu karaktere kendine has ne kattı merak ediyorum. Onunla ilgili aklımda bir şey kalmadı filmde. Cem karakterini bir başkası canlandırsaydı ne değişirdi? Eğer bu sorunun cevabı olsaydı film için pozitif olurdu. Bence burada Düzyatan es geçilmiş ama birisi var ki her perdeye geldiğinde filmi seyredilir kıldı. Ve filmin komedisi onunla vücut buldu. Gürgen Öz kariyerinin en iyi performansını sergilemiş. Bu film sadece onun canlandırdığı karakter için bile seyredilir. Zaten keşke filmin ana konusu Gürgen Öz ile onun peşinden koştuğu Öykü Çelik üzerine kurulsaydı. Gerçek konu orada aslında. Öykü Çelik’in canlandırdığı bıçkın kız, kadınları sadece bir seks objesi olarak gören Yiğit’e aynı şekilde davranınca olan olaylar filmin en akılcı hikayesiydi. Ama ana konu olmadığı için bu güzel hikaye de güme gidiyor. Öykü Çelik bütün kadın oyuncular içinde az rolü olsa bile karikatürize olmaktan kurtulup rol ne olursa olsun ciddiye alınınca bir iz bırakılacağını kanıtlıyor performansıyla. Görüntü yönetmeninin de eline sağlık, filmi o kurtarıyor. Gürgen Öz beni çok güldürdü. Bu hikaye devam etmeli ama daha doğru bir yönetmen ve işini ciddiye alan bir anlayışla. Çünkü gülmek eğlenceli ama komedi aslında çok ciddi bir iştir...