Okulun son günleri, artık neredeyse yataktan kazınması gerekiyordu Kerem’in. Öyle bir sermişlik vardı üzerinde. Sonradan öğrendim ki pek çok çocuk öyleymiş. Biraz ‘Bırakalım bakalım’ politikası izledim. İlk kez bir ödevini tamamlamadan gitti son hafta. Azıcık vicdan yaptı kendi kendine ama “Bitiremiyorum çok yorgunum!” dediğinde zorlamadım. Üstelik, gözü kapalı yapabileceği bir şeydi. Derste tamamlamış. Sonra, gelsin karneler. “Hepsi beşşş anne!” deyişi ve gözlerini kocaman kocaman açması gülümsetiyor hala.
KEREM HAYATINDAN PEK MEMNUN
İşte ne olduysa ondan sonra oldu. Evdeki çizgi film izleme, internette ya da sokakta oyun oynama saatlerinde bir gevşeme oldu. Hatta yemek saatlerinde bile. Gece geç saatlere kadar oturduğunu söylememe gerek yok. Lego parçaları yerde, oyuncak arabaların hemen yanında. Çalışma masasının üstü ise resim kağıtlarıyla dolu. Kısacası hayatından pek memnun... Bakalım daha ne kadar esecek bu özgürlük rüzgarları? Ona sorarsanız, sonsuza kadar olabilir. Elbette sormayacağım...
Uzmanlar, günlük hayatta böyle bir değişikliğe ne derler bilmiyorum ama ben Kerem’deki rahatlamayı görünce doğru bir şey yaptığımı düşünüyorum. Okul günlerinde de despot değildim ancak uyulmasına özen gösterdiğimiz bir program vardı. Saat saat yazılı, değişmez bir program yerine esneyebilen bir uygulamaydı. İşe de yaradı. Okuldan sonra istediği şeyleri yapıyordu. Derslerini çalışıyordu, yemek, oyun, kitap, uyku... Okul kapanmadan önce daha yaz tatilinde günlerini kendisinin planlayabileceğini söylemiştim Kerem’e. Tabii bazı noktaları abartmadan. Ders çalışma, oyun, eğlence zamanlarını planlayacak. Ortaya nasıl bir şey çıkacağını çok merak ediyorum...
Elvan ise hala yıl sonu gösterisine hazırlandığından okul disiplininden pek bir şey kaybetmedi gibi. Halk oyunu, bale ve İngilizce provalarından dolayı yorgun argın geliyor eve. Önceki gün bir de ateşi çıkmasın mı! Boğazında başlayan hafif kızarıklık nedeniyle doktoru üç günlük antibiyotik tedavisine başladı. Kızarıklık geçmezse yine “Hastane yolları taştan” şarkısını söyleyeceğiz. Bakalım bu kez hangi makamda olacak?