Canlandırma filmlerinin usta yönetmeni Sylvain Chomet, Attila Marcel ile canlı aksiyonda da yeteneğini kanıtlıyor. Chomet, ‘korkunç’u ‘gülünç’e çevirme kıvraklığıyla takdir topluyor yine...
Belleville’de Randevu adlı bir müzikal canlandırma filmiyle üne kavuşan Sylvain Chomet, bu hafta yeni filmiyle karşımızda. Jacques Tati’nin gerçekleştiremediği son senaryosunu pek hoş bir canlandırmaya dönüştürdüğü Sihirbaz’ın ardından bu kez canlı aksiyon bir filme atıyor Chomet. Ama yine bir usta komedyen-yönetmene gönderme yaparak: Buster Keaton. Attila Marcel’in kahramanı Paul, yüzünde Keaton’ın o hazin ifadesiyle dolaşıyor film boyunca.
Paul’ü, bebekliğinden kalma bir anı kabusa dönüştüğünde tanırız. Annesi onunla ilgilenirken babası alıp başını yürür, bir film afişine bakarken birden dönüp yüzüne haykırır. Babası filme adını veren bir şarkıyı kendine takma ad olarak seçmiş güreşçi Attila Marcel’dir. Bir tür popüler kültür ikonudur (Onu da Paul’ü oynayan Guillaume Gouix, uzun bir peruk takarak ve abartılı mimiklerle canlandırır).
TARZ YARATMADA BAŞARILI
Paul ise babasının aksine dilsizdir. Ebeveynlerinin ölümünden sonra bakımını üstlenen ayrı yumurta ikizi teyzelerinin evinde yaşar 33 yaşındaki Paul. Onların dans kursunda piyano çalar. Bir yandan da son kez katılma hakkına sahip olduğu Yılın Genç Piyanisti yarışmasına hazırlanır. Teyzeleri ailelerinden bir müzik dehası çıkmasına takıntılıdır. Paul’ün hayatı onlarla ve yaşlı müzisyen dostların ziyaretleriyle geçer. Tek zevk aldığı şey içi krema dolgulu minik çöreklerdir...
Paul’ün hayatı, görme engelli piyano akortçusu aile dostlarının alt komşularına yaptığı gizli ziyaretleri öğrenmesiyle değişir. Madam Proust evini bir seraya dönüştürmüştür. Sebzeleri halusinojen bitkileri maskelemek için yetiştirir! Kanserle boğuşan, yaşlı köpeğiyle parktaki büyük ağacın karşısına oturup ukulele çalan bu geçkin hippi Paul’ün mutsuzluğunu bilinçaltına bastırdığı anıları serbest bırakarak giderebileceğine inanır. Tabii bedava değildir bu psiko-aromaterapi! Paul’deki değişim burjuva teyzelerini telaşlandırır. Konudaki diğer öğelerle filmin başında tekdüzeliği vurgulanan gidişat hareketlenir, heyecan, stres ve aşkla gerilim tırmanır ama olabilecek en nükteli biçimde.
Chomet, filmi zengin ayrıntılarla bezeyerek, usta oyuncularının da varlığıyla ilginç ve renkli karakterler yaratarak, yer yer Wes Anderson yer yer Dominique Abel-Fiona Gordon ikilisinin Rumba ve Aşk Perisi filmlerini çağrıştırsa da görüntü ve sanat yönetimiyle farklı bir tarz yaratmaya çalışarak oldukça başarılı bir iş çıkarıyor. Şarküteri’nin kasabı Jean-Claude Dreyfus ortaya çıkınca Jean-Pierre Jeunet ve Marc Caro’nun filmleri de geliyor akla absürt mizah açısından.
Filmin ‘Ev yapımı psikanaliz’i Paul’ün bastırılmış duygularını serbest bırakınca, o mekanik çocuğun duygusal olgunluğa mı ulaşacağı yoksa marazi bir erkeğe mi dönüşeceği bir merak konusu haline geliyor. Geçmişe dair sırlar ortaya dökülürken, Chomet, ‘korkunç’u ‘gülünç’e çevirme kıvraklığıyla takdir topluyor yine.
Orijinal adı: Attila Marcel
Yönetmen ve senarist: Sylvain Chomet
Oyuncular: Guillaume Gouix, Anne Le Ny, Bernadette Lafont, Helene Vincent, Fanny Touron, Loic Blanco, Jean-Claude Dreyfus, Cyril Couton, Luis Rego, Kea Kaing, Vincent Deniard
Tür: Komedi
Yapım: 2014, Fransa, 102 dakika.