Dağlıca şehitleri toprağa verilirken, Iğdır’dan 13 şehit haberi daha geldi. Ruhları şad olsun..
PKK ne istiyor sorusunun artık hiçbir anlamı yok, bu sorunun bir tek cevabı var ve bu cevap her türlü tartışmadan uzak bir cevaptır:
PKK; Türkiye’de etnik hınç ve öfkenin yayılmasını, halkın şiddete teslim olmasını istiyor.
Büyük bir yas ve acının ortasındayız.
PKK, arkasındaki güçlerle beraber, Yugoslavya olmamızı, parçalanarak bölünmemizi istiyor.
Bu bir tuzaktır. Türkiye bu tuzakları her defasında mucizeler yaratarak boşa çıkarmayı başardı. Şimdi, bu defa daha farklı koşullarda ve daha şeytani bir akılla kurulan bu tuzağa düşmemek için tarihi bir sınavın içinden geçiyoruz.
Türkiye’nin üstünde dolaşan kara bulutlar, şimdi göz gözün görmez hale geldiği bir iklimde, bombalar, hain tuzaklar, ve alçakça işlenen cinayetler olarak üstümüze yağıyor.
Çığlık çığlığa, nefes nefese kaldık.
Ama durup düşünmek lazım, bir değil bin defa düşünmek lazım.
Kürt manavın bunda suçu ne?
Kürt taksi şoförünün bunda suçu ne?
Mardin, Urfa, Gaziantep kebapçısının bunda suçu ne?
Türk halkı, Kürtler’i mert, sözüne güvenilir, insanlar olarak bildi. Bin yıldır beraber yaşıyoruz. Kız alıp vermişiz. Akrabayız, dostuz, arkadaşız, kardeşiz.
HDP binalarını, etnik hınç ve öfkeye kapılarak yakmak, Kürt vatandaşlarımızın işyerlerine saldırmak, ortak tarihimize, kardeşliğimize asla yakışmaz.
PKK’nın kurduğu tuzağa düşmemeliyiz.
Etnik hınç ve öfkeyi bir kenara bırakıp, birbirimize daha fazla sarılmalıyız.
PKK ve onun uluslararası destekçilerine verilecek en güzel cevap budur.
Ulusal bir ruh ve ulusal bir mutabakatla hareket etmez, öfkemize yenilirsek, Türkiye’nin birlik ve bütünlüğünü koruyamayız.
Kaderi ortak yazılmış bir halkız biz.
Şimdi bu kaderin içine nifak tohumları sokmak istiyorlar.
Günde 35 şehit!
Neden, niçin?
İnsanları, Batı’da ve Doğu’da kapana kısılmış gibi hissettiren, bu şiddete ve bu teröre lanet olsun.
Demokrasi ve barış güçlensin, Kürtler meclise gelsin siyaset yapsın diye HDP’ye verilen oylar, maalesef kan, gözyaşı ve ölüm doğurdu.
Demeye dilim varıyor benim, HDP’ye verilen her oy, maalesef, PKK’ya verilen bir oydu. Çok söyledik dinletemedik. Silahlı gruplar Türkiye’yi terk etmez ve bu koşullarda baraj aşılırsa, bir felaket olur dedik. Çözüm sürecini PKK bitirir, yeniden çatışmaya döner, Öcalan’ın misyonu sona erer dedik. Kürt seçmen ve içinde CHP ve MHP’lilerin de olduğu Türk seçmen HDP’ye oy verdi. Oy vererek HDP’nin siyasi misyonunu bitirdi. PKK’nın en çok korktuğu şey, demokratik siyaset olduğu için, yeniden silahlı mücadele dönemine girildi.
Sadece PKK’nın değil, ama HDP’yi yönetenlerin de, Türkiye’de bir gelecek umudu yok artık. Türkiye, bu kan gölünün ortasında kalmışken, bir lider, bunca acıyı ve yası yok sayarak, ordular halkın karşısında duramaz diyebiliyorsa, yazık, çok yazık!
Çaresiz değiliz.
Etnik hınç ve öfkeye kapılmayacağız!
Türkiye Irak ve Suriye olmayacak..