Öcalan’ın Newroz alanında okunan mektubunda, silahsızlanma kongresi toplanması çağrısında bulunması en önemli konu. Kandil’in önünde iki yol var. Ya çağrıya uyacak ve 28 Şubat’ta okunan mektupta ifade edildiği gibi yaz aylarından önce kongre toplayacak, ya da bir takım gerekçe ve yorum faklarını öne çıkararak, bu çağrıyı da cevapsız bırakacak.
Seçimlerden önce toplanacak kongre, kırk yıl sürmüş bir şiddet dönemini kapatmakla kalmayacak, Kürt siyaseti için bir dönüm noktası olan Haziran seçimlerinin de geleceğini belirlemiş olacak.
Zamanında toplanacak kongrenin siyasi getirisi de olacak ve bu getiri, şüphe yok ki, sadece AK Parti ve HDP arasında, Haziran seçimlerinde ve sandıkta paylaşılmış olacak.
Yani çözüm sürecinin bu ileri aşamaya varmasını seçmenin takdir ederek, bu aşamayı mümkün kılan partilere oy vermesi şaşırtıcı olmayacaktır.
Ama bu işin bir yanı. Diğer yanı da şu ve çok önemli:
Kongre eğer Nisan veya Mayıs ayında toplanırsa, HDP’nin CHP’den oy alarak barajı aşma düşüncesinin bir kıymeti harbiyesi kalmayacak. Çünkü böyle bir fikrin, HDP’nin oy almayı düşündüğü çevrelerde bir karşılığı olmayacak.
Şöyle düşünecek, HDP’li olmayıp ta, HDP’ye oy verme ihtimali olanlar:
‘Siz hem AK Parti ve Erdoğan’ı durdurmak için benden oy istiyorsunuz, hem de ‘el altından bu hükümetle iş tutuyorsunuz, yarın meclise gelseniz, AK Partiyle anayasada ve başkanlık sisteminde uzlaşmayacağınız ne malum?’
‘HDP’ye oy verebilirim, ama ya barajı aşıp meclise geldiklerinde farklı bir siyaset içine girer ve Öcalan’a uyup AK Partiyle, işbirliğine yönelirlerse ? ‘ gibi bir endişe, HDP’nin başında Demokles’in kılıcı gibi sallanmaktadır.
Seçimlerden önce toplanacak bir silahsızlanma kongresi, ulusalcı/sol çevrelerde HDP’ye kilitlenmiş gibi görülen AK Partiden kurtulma umutlarını bir anda sona erdirebilir. Bu çevreler kongre toplanması fikrine sıcak bakmayan Kürt hareketinin içindeki çeşitli aktörlere, ‘yardımcı’ olabilir ve silahsızlanma kongresini daha toplanmadan itibarsızlaştırma kampanyaları başlatabilirler. Aynı filmi tekrar seyredeceğiz gibi görünüyor. Bunlar Kandil’in yoluna çoktan koyulmuşlardır. Kandilin yoluna düşecekler ve HDP’ye de tedavüldeki stratejisinden vazgeçmemesi için, tavsiyelerde bulunup duracaklardır. Buna hiç şüphe yok.
Kongrenin itibarsızlaştırılması, Öcalan’ın da itibarsızlaştırılması anlamına gelir.
Öcalan Kürt siyasetinin önüne yeni ve her bakımdan pratik bir yol koyuyor. Ama o bu yolu formüle etmeden önce, Öcalan’ı boşa çıkarma ihtimali yüksek başka bir yolu, HDP ve Kandil beraber inşa etmişlerdi:
HDP’nin Türkiye’nin yeni CHP’si olması..
Öcalan’ın sözünü ettiği Eşme Ruhu, hiçbir şekilde Kürt siyasetinin CHP rolüne soyunması üzerinden gerçekleşmez. Bu yol, Eşme ruhunu kuracak yol değildir. Ve bu yol, gün gelir Şam’ı ziyarete kadar varır, ama Kürtler’in ve Türkler’in ‘Eşme ruhuna’ bir faydası olmaz. Eşme Ruhu, başkalarına benzemekten değil, kendin gibi kalmaktan geçiyor.
Ve silahlı mücadeledeki belirsizlik, kendin gibi kalmayı epey zorlaştırıyor.
Kısacası, Öcalan’ın attığı bu adımdan önce, Kürt hareketine strateji belirleyenlerle, HDP’ye Türkiye’nin yeni HDP’si misyonunu yükleyenlerin Öcalan’la karşı karşıya kalma ihtimali yüksek bir süreçten geçiyoruz.
Kritik olan yegane durum, kongrenin seçim sonrasına kalması, bırakılması.
Bunu başarırlarsa, çözüm sürecindeki dinamikler yeniden kurulur ve pozisyonlar yeniden gözden geçirilir.