Cinsel yaşam eş olmanın merkezinde bir mesele. Aslında cinsellik eş olma ile arkadaş olma arasındaki sınırı da belirliyor. Cinsellik aynı zamanda eş ilişkisinin nasıl gittiğinin iyi bir göstergesi.
Bugün eşlere cinsel yaşamları için sekiz öneride bulunacağım. Bu sekiz öneri, onlarca ayrı metni gözden geçirmem ve psikiyatrist olarak klinik deneyimlerin sonucunda oluşturduğum bir sınıflama.
1- Eşler cinsel hayatlarından karşılıklı memnun ve doyum içinde olduklarında ilişkileri güçlenirken, memnuniyetsiz olduklarında ilişkileri olumsuz etkilenir. Bu sebeple eşler cinsel yaşamlarının nasıl gittiği üzerine düşünmeli ve yoluna koyma çabası içinde olmalıdır.
2- Eşler arasındaki cinsellik dinin helal kılıp teşvik ettiği, kültürümüzün meşru kabul ettiği, psikiyatri / psikolojinin ise sağlıklılık göstergesi olarak gördüğü bir meseledir. Bu sebeple eşler arası cinsellik; sevaptır, güzeldir ve yakınlığı artırır.
3- Cinsellik aynı zamanda zorlama ve şiddet içerme potansiyeline de sahiptir. Cinsellik karşılıklı rıza ve istekten çıktığında zorbalığa döner ve eş psikolojisi ve evlilik ilişkisi üzerine yıkıcı etki gösterir.
4- Eşler cinselliklerini geliştirebilir. Cinselliği öğrenme ve uygulamada rahat olma ahlak ve adaba uygundur. Cinselliği geliştirmek için okumak entelektüel olarak değerli, dinen de helaldir.
5- Erkekler Mars’tan kadınlar Venüs’ten gelmemiştir. İkisi de dünyalıdır. Aralarında uçurum kadar fark yoktur. Yalnız, farkın en belirgin olduğu alan cinselliktir. Erkekler cinsellikte fiziksel ağırlıklı, kadınlar ise duygusal ağırlıklıdır. Bu farkı tanımak ve dikkate almak cinsellik ilişkisini olumlu etkiler.
6- Kadın ve erkekteki “cinsel fonksiyon bozukluğu” olması cinsel yaşamı dolayısıyla da evlilik memnuniyetini etkiler. Bu sebeple her erkek ve kadın kişinin cinsel fonksiyon bozukluğu ile ilgili temel bilgileri öğrenmesi gerekir. Vaginusmus, cinsel istek azlığı, erken boşalma ve sertleşme sorunu tanınıp tedavi arayışına girilmelidir.
7- Eşlerden birinin veya her ikisinin cinsel yoksunluk hissettiği, yeterince cinsellik yaşamadığını düşündüğü ilişkilere “cinsel açlığın olduğu evlilik” denir. Eşler kendilerini ve eşlerini bu açıdan gözden geçirmeli ve sorun var ise giderme perspektifinde olmalıdır. Esas olan kendisinin ve eşinin cinsel duygularını gidermek, eşe cinsel karşılık vermektir. Cinsellik eşlerin birbirinden sakladığı ve kaçırdığı bir şey olmayıp, karşılıklı alıp vermektir. Cinsellik üzerinden inatlaşmalar evliliğe zarar verir. Evliliğin yıkıcı üçlüsü olan; kavga, küsme ve cinsel uzaklaşma paternine izin verilmemelidir.
8- Eşlerin cinsel yaşantıyı başlatma veya reddetme tarzları cinsel yaşamın seyrini önemli oranda etkiler. Eğer bu konu üzerinde konuşmaz ve uzlaşmazlar ise, buradan çıkacak bir kırgınlık cinsellikten uzaklaşmaya yol açabilir. Cinselliğe davet ve isteksiz olma meselelerinde önceden uzlaşılmış bir anlaşmaları olmalıdır.