Soruşturma içeriğine bakıldığında, sadece İstanbul'u soymakla yetinmemiş bütün Türkiye'yi yutabilmek için bir eli İngiliz diğer eli Kandil'de olmaya teşne bir CHP örgüt fotoğrafı görünüyor.
Bununla birlikte teröre destek ve yolsuzluk gerekçesiyle açılan soruşturma ve gözaltları siyasi ranta çevirmeye çalışan ve ideolojik körlük içinde hareket eden bir CHP müşahede ediliyor.
Bu soruşturmanın en kazançlı siyasetçisine dönüşen CHP Genel Başkanı da o ideolojik körlüğü tepe tepe kullanıyor.
Alıcısı da var.
Dinleyenler ve alkışlayanlar da aynı ideolojik körlüğe müptela oldukları için saçma sapan iddiaları, iftiraları, yalanları ve saçmalıkları düşünmeden alkışlıyorlar.
Maltepe Mitingi'nde öyle çok fotoğraflar verdiler ki bir iki konuya temas etmeden geçemeyeceğim.
El yumruğu yemeyen kendi yumruğunu demir zannedermiş misali, kendilerini dokunulmaz zannediyorlar.
Dokunulunca da feryat ediyorlar.
CHP Genel Başkanı kürsüde valiye, savcıya, polise, bakana cumhurbaşkanına herkese tehdit savuruyor.
Ve aşağılık bir iftirayı kürsüden haykırmaktan utanmıyor.
Müslümanları 6. Filoya secde etmekle itham ediyor.
Ve iktidarın 6. Filoya secde edenlerin safında, kendilerinin de eli silahlı, adam kaçıran banka soyan devleti silah zoruyla ele geçirmeye çalışan şehir eşkıyası Deniz Gezmiş'in safında olduğunu söylüyor.
Bunu bir terörist söylese mantığını anlarsınız ama bir siyasi partinin hele de ana muhalefet partisinin lideri söyleyince orada durmak gerekir.
Bu kadar kaliteli cehalet bu kadar büyük bir çelişki zaten ancak bir genel başkandan sadır olabilir!
SOL KESİMİN 6. FİLO EZBERİ
Şu 6. Filoya secde iddiası çok aşağılık bir iftiradır. Sol/seküler kesim bu ahlaksız aşağılık yalanı hâlâ utanmadan sıkılmadan tekrar ediyor.
Dolmabahçe sahilindeki camilerden birinde cemaat camiye sığmamış dışarıya taşmış, kıble deniz tarafında, denizde de 6. Filo gemileri olduğu için namaz kılan Müslümanların fotoğraflarını kullanıp 6. Filoya secde ettiler diye ahlaksızca saldırıya geçtiler.
Bu rezil iddiayı tarih cahili ve namaz nedir bilmeyen seküler kesim tekrar edip duruyor!
CHP Genel Başkanı da bu aşağılık ve ahlaksız iftira ile kitlesini coşturma kurnazlığı sergiliyor.
Yazık çok yazık.
Bir genel başkanın bu ahlaksız iftirayı bu şekilde kullanması ve üstelik alkış alması zaten en fazla iktidarı boyunca Müslümanların inancıyla mücadele etmiş CHP'ye yakışırdı! O da onu yaptı.
Yani CHP cenahında değişen bir şey yok!
MİLLİ MÜCADELE GERÇEĞİ
CHP Genel Başkanı'nın kaliteli cehaleti bununla kalmadı, kalktı bir de iktidarı sadrazam Damat Ferit hükümetine benzeterek güya Osmanlı'nın milli mücadeleye muhalefet ettiğini söylemeye çalıştı.
Dedim ya kaliteli cehalet diye. Oysa hakikat Damat Ferit dışındaki tüm İstanbul hükümeti Milli Mücadele'ye destek vermiştir.
Damat Ferit'in iki kez kurduğu hükümetin ömrü sadece 1 sene 1 ay 15 gün sürmüş ve 7 Ekim 1920'de sona ermiştir.
Milli Mücadele ise 9 Ekim 1922 tarihinde İzmir'in kurtuluşuna kadar iki sene daha devam etmiş ve bu iki sene zarfında İstanbul hükümeti milli mücadeleye destek vermiştir.
ATATÜRK'ÜN ARKASINA GİZLENME
CHP'nin bir diğer ezberi de işlediği her kusuru içine düştüğü her yolsuzluk ve maruz kaldığı her usulsüzlüğe karşı Atatürk'ün arkasına saklanıp saldırıya geçmesidir.
Hele birisi Atatürk'e muhalefet ederse o çok demokrasi ve ifade özgürlüğünden yana olan CHP birden otokrat kesilir. Ama sadece muhafazakârlara karşıdır bu tavrı.
Atatürk'e muhalefet eden kendileri gibi seküler biriyse ona söz etmezler hatta sonuna kadar savunurlar, ismini önemli mekânlara vermekten çekinmezler.
Tıpkı sıkı bir Atatürk muhalifi olan ve CHP iktidarı boyunca da hapisten çıkamayan Nazım Hikmet'e sahip çıktıkları gibi.
Bir de arada Fesli Kadir diyerek Kadir Mısıroğlu merhuma da sataştı CHP'nin bilge (!) genel başkanı.
Evet Kadir Mısıroğlu da CHP Genel Başkanı Mustafa Kemal'e tıpkı Nazım Hikmet gibi muhaliftir.
Eğer demokrasi ve fikir özgürlüğü ise CHP'ye ve genel başkanına muhalefete neden karşı çıkar bugünkü CHP?
Atatürk'e siyasi muhalefet, cumhuriyet düşmanlığı değildir! Çünkü Atatürk aynı zamanda CHP genel başkanı bir siyasetçidir ve CHP genel başkanı olarak eleştirilebilir.
Tıpkı bugün CHP'nin Cumhurbaşkanı Erdoğan'ı AK Parti genel başkanı olarak eleştirdiği gibi.
Üstelik de Başkan Erdoğan birinci cumhurbaşkanından farklı olarak çeyrek asırdır girdiği her seçimi halkın desteğiyle kazanmış bir cumhurbaşkanıdır!
Dolayısıyla yaramaz çocukların babalarının arkasına saklanıp parmak salladığı gibi CHP Atatürk'ün arkasına saklanarak siyaset yapmayı sürdürdükçe içinde bulundukları kısır döngü de sürer gider.
AK Parti Genel Başkanı nasıl eleştirilebiliyorsa CHP genel başkanları da öyle eleştirilebilir.
İSLAM ŞEHİDİ İSKİLİPLİ
CHP Genel başkanı Maltepe Mitingi'nde sürdürdüğü kutuplaştırıcı konuşmasında bir de İskilip Atıf ve Rıfat Börekçi karşılaştırması yaptı.
İzmir işgaline karşı tepki koyarak beyanname yayınlayan ve Milli mücadeleye destek veren İskilipli Atıf Hoca, CHP'nin milletin inancıyla mücadele ettiği dönemde uydurdukları delillerle idama mahkûm edip astığı bir İslam şehididir.
Rıfat Börekçi ise cumhuriyetin ilk Diyanet İşleri Başkanı ve CHP'nin Ankara İl başkanıdır!
CHP Genel Başkanı'nın eski il başkanına sahip çıkması normaldir ama İskilipliyi hâlâ suçlayarak muhafazakâr kesime duyduğu hıncı izhar etmesi o ideolojik körlüğün ayrı bir tezahürüdür.
CHP CUMHURİYET İLAN ETTİ KURMADI!
Bir de, "Cumhuriyeti kuran partiyiz" diyerek içi boş sloganlarla siyaset yapmaya çalışan ama siyaset üretemeyen CHP bilmelidir ki, cumhuriyeti de CHP kurmadı. Cumhuriyeti sadece ilan etti peşinden milli iradeyi bir kenara bırakarak 1950 yılına kadar cumhuriyet rejimiyle alakası olmayan tek parti istibdadı sergiledi.
Cumhuriyete ancak 1950 yılında geçildi!
CHP Genel Başkanı'nın Maltepe'de yaptığı konuşmanın en politik(!) kısmı ise boykot bölümüydü.
Tam eski tüfek komünist anarşistlerin tavrıyla esti gürledi, coştu coşturdu, teker teker marka ve medya ismi sayarak boykot ilan etti.
Tamam, bu üslup onu tabanıyla bütünleştirdi, onu lider yapacak bir sürece soktu. Lakin bu yöntem siyasette oy kazanma değil kutuplaştırma ve oy kaybetme yöntemidir.
Öyle görülüyor ki yeni oy kazanmaktan ziyade kendi tabanında liderliğini tescil etme gayreti gösteriyor genel başkan.
Olabilir, Genel Başkan Özgür Özel bu anti politik militanvari yöntemiyle partisinin tabanını konsolide edebilir, birilerinin vesayetinden çıkarak partisinin gerçek lideri olabilir, ama Anadolu'yu işgal eden İngilizlerin, Fransızların merhametine sığınıp onlardan medet umarak, milli yerli markalara boykot ilan ederek ve şehir eşkıyası Deniz Geçmiş'in yolundan yürüyerek asla iktidar olamaz.
Çünkü eşkıya dünyaya hükümdar olmaz!