AK Parti ve CHP’nin koalisyon heyetlerinin toplantılarında varılan sonuçlar liderlere iletildi. İki parti de yönetim kadrolarında görüşmeleri ve raporu değerlendirdiler.
Görüşmelerde gündeme alınan konular 3 ana kategoride toplanmıştı:
1- AK Parti ve CHP politikalarının birbirine uyumlu/yakın olduğu konular.
2- İki partinin politikalarının ortak noktalarda uyumlaştırılabileceği konular.
3- İki partinin de varlık nedeni sayılabilecek temel politikalarıyla uyumsuz konular.
35 saatlik istikşafi görüşmeler de ‘uyum sağlanabilecek’ konulardan başladı, sorunlu alanlara doğru genişledi. İki parti ilk kez birbirlerinin politikalarını ‘karşı çıkmak’ için değil, ‘kendi politikalarıyla uyum sağlanıp sağlanamayacağını’ aramak için birbirini dinledi. Kritik konular liderlere bırakıldı.
Uzlaşma alanları var
Önce şunu söyleyelim;
İki lidere sunulan raporlarda, birçok konuda iki partinin politikalarının benzer ve birbiriyle uyumlandırılabilir olduğu tespiti var. İçeriklerinde uzlaşılamayan noktalar da olsa, yeni anayasa, seçim ve siyasi partiler yasasında değişiklik, seçim barajının düşürülmesi, yargı reformu, çözüm süreci, demokratikleşme, katma değerli sanayiye yönelik büyüme, bölgesel kalkınmışlık ve gelir dengesizliğinin düzeltilmesi, refahın tabana yayılması gibi...
Ancak özellikle yeni anayasa konusunda ‘milli irade’ ve ‘devlet’ anlayışı üzerinde ‘temel anlayış farkları’ var.
7 temel anlayış farkı
Uzlaşmazlık alanlarında hangi partinin ne dediğini şöyle özetlemek mümkün:
- AK Parti: Devlet politikalarını atanmışlarca yönetilen kurumlar değil, milli iradeyi temsil eden seçilmişlerin oluşturduğu TBMM belirler.
CHP: Devletin gelenekleri olan kurumları vardır; öncelikli politikalar devlete göre belirlenir.
- AK Parti: Dış politikada öncelikli tercihleri milli irade ve seçilmiş yönetimler belirlemeli.
CHP: Devletin geleneklerine dayalı, Batı eksenli laik bir dış politika yürütülmeli.
- AK Parti: Koalisyon reform hükümeti olsun, yeni reformları birlikte yapalım.
CHP: Restorasyon hükümeti kuralım.
- AK Parti: Koalisyona ömür biçmeyelim, ucu açık olsun; yürütebildiğimiz sürece devam edelim.
CHP: 4 yıllık güçlü bir hükümet olsun.
- AK Parti: Eğitim sistemi 4+4+4 olarak devam etsin, varsa sorun alanlarını çözelim.
CHP: Eğitim sisteminde 1+8+4’e geçilsin.
- AK Parti: Zorunlu Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi dersleri devam etsin; geliştirilmesi gerekiyorsa konuşalım.
CHP: Zorunlu din dersleri kaldırılsın, seçmeli olsun, içeriği değişsin.
- AK Parti: Cumhurbaşkanı’nı halkın seçmesi devam etsin.
CHP: Cumhurbaşkanı eskiden olduğu gibi TBMM’de seçilsin.
Dış politikada ‘laik’ eksen
Bu noktalar aslında ‘eski Türkiye-yeni Türkiye’ anlayış farkını da yansıtıyor. CHP devlet politikalarında ‘kurumların’, AK parti ise seçilmiş iradenin söz sahibi olmasını istiyor.
CHP, İslam coğrafyasıyla gelişen ilişkilerin ‘eksen kayması’ olarak değerlendiriyor ve ‘Laik-Batı eksenine’ dönüşü savunuyor. AK Parti ise Türkiye’nin ‘ekseninin’ hala Batı yönünde olduğunu vurgulayarak, ancak Türkiye’nin artık eskisi gibi İslam coğrafyasına uzak kalamayacağı, üstelik bu coğrafyayla ilgilenmenin Batı ile ilişkileri de güçlendirebilecek siyasi ve ekonomik avantajlar sunduğu görüşünde.
‘Kesintisiz eğitim’e dönüş
CHP’nin ‘8 yıllık kesintisiz eğitim’ ısrarı, AK Parti tarafından ‘imam-hatiplerin kapatılması’ anlamına geliyor. CHP de isteyen öğrencinin hangi yılda İHL’ye geçebileceğini söylemiyor.
AK Parti, zorunlu Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi dersinin ‘zorunlu din dersi’ olmadığını, bütün dinleri ve Alevilik dahil önde gelen mezhepleri kapsadığını belirterek kaldırılmasına karşı çıkıyor.
CHP’nin ‘restorasyon hükümeti olsun’ şartı da AK Parti’de tepki çekti. AK Parti, geçen 13 yılın ‘restorasyona muhtaç bir hasar dönemi’ olarak nitelenmesinden rahatsız.
AK Parti ayrıca, CHP’nin cumhurbaşkanını halkın seçmesinden vazgeçelim görüşünü paylaşmıyor. AK Parti’ye göre Türkiye demokrasisi, 367 skandalını ‘doğrudan demokrasi’ ile çözdü ve bu tarihi örneğin kalıcı olmasından yana.
Tabanı ikna edecek uzlaşma olur mu
Her iki partinin tabanı da AK Parti-CHP koalisyonuna sıcak değil. Bu nedenle iki parti de ‘seçmeni ikna edecek’ bir uzlaşma arıyor. Ancak ayrılık noktaları, bu yönde bir uzlaşma ihtimalinin güçlü olmadığı, görünümün de ‘rating kuruluşlarının’ ifadesiyle ‘negatif’ olduğu görüşü hakim. Bu görüşte etkili olan bir başka nokta da, CHP’de şimdiden “Emekliye iki ikramiye ve asgari ücret gibi vaatlerimiz yerine getirilirse CHP’nin yararına olur diye AK Parti koalisyon istemiyor” ve “Cumhurbaşkanı engelledi” gerekçelerini dillendirmeye başlaması.
MHP hala alternatif mi?
Koalisyon kurulamaması halinde AK Parti’nin önünde ‘TBMM kararıyla erken seçim’ seçeneği var. Bu, MHP’nin desteğini gerektiriyor. Buna göre, TBMM erken seçim gündemli olağanüstü toplanacak. Karar için MHP’nin oylamaya katılmaması yeterli. Böylece yıl sonuna doğru AK Parti hükümetiyle seçime gidilir.
MHP ile ‘bahara kadar seçim hükümeti’ de siyaset kulislerinde konuşuluyor; ancak partilerin gündemine girecek kadar ciddi değil henüz.
Koalisyon olmasa da Meclis’i çalıştıralım önerisi
AK Parti’nin, koalisyonun kurulmaması halinde CHP’ye “Türkiye terör saldırısı altındayken sadece seçime odaklanmayalım. Seçime kadar TBMM’yi çalıştıralım” önerisi götürmesi de gündemde. Özellikle CHP’nin önerge verdiği seçim barajının düşürülmesi ile seçmene silahlı baskıyı önlemek amacıyla köy sandıklarının şehir merkezlerine taşınması, daha önce TBMM komisyonunda uzlaşılan bazı Anayasa değişikliklerinin yapılması gündeme gelebilir. AK Parti, seçime kavgalı değil uzlaşmacı bir siyaset tablosuyla gidilmesini ve ‘teröre karşı siyasi güç birliği’ gösterilmesini önemli buluyor.