Bu yazı eş seçimi ile ilgili yazı dizimin beşinci yazısı olacak. Daha önceki yazılarımda eş seçiminde etkili dört unsur olduğunu söylemiştim. Bunlar; fiziksel özellikler, çoklu zeka, kişilik özellikleri, sosyal kimlik şeklindeydi.
Eş seçiminde beşinci unsur olarak ‘evlilik felsefesi’
Mesele üzerine düşünmeye devam ederken beşinci unsuru eklemeye karar verdim. Sonuçta yazdığım şeyler başka bir yerden alıntı veya derleme değil. Bir meseleyi anlama ve inşa etme süreci yaşıyorsanız değişim işin doğasında var. Beşinci unsur olarak “evlilik felsefesi” başlığını kullanıyorum. Evlilik felsefesi; kişi için “evliliğin anlamı”, “evlilik ile ilgili inançları” ve “eşten beklentileri” içeriyor. Bir sonraki yazım “evlilik felsefesi” üzerine olacak.
Sosyal kimliği oluşturan unsurlar
Bugünkü yazının odağı, bu beş unsurun dördüncüsü olan sosyal kimlik olacak. Sosyal kimlik; kişiyi toplum içinde benzeşme ve farklılık açısından ait olduğu grubu tanımlamak için kullanılıyor. Cinsiyet, yaş, eğitim, ekonomik durum, din, mezhep, ırk, etnik kimlik, ideolojik aidiyetler, memleket, aile kökeni vb. sosyal kimliğimizin parçaları.
Bizim aidiyetimiz, başkalarının bizi algılaması
Sosyal kimliğin iki temel unsuru var: Birinci unsur, bizim aidiyetlerimiz üzerinden kendimizi sosyal kimlik grupları içinde konumlandırmamız. İkinci unsur ise; başkalarının bize bakarak bu konumlandırmayı yapması. Bazen bu konumlandırma kültürel normlar ve grup dinamikleri üzerinden daha hafif bir şekilde yapılırken, bazen yasaların da katıldığı bir şekilde daha sert yapılabilir.
Sosyal kimlik insan ilişkilerini etkiliyor
Sosyal kimliğimiz hem bizim kendi özsaygımızı etkilediği gibi başkalarıyla ilişkimizi de etkileme gücüne sahip. Ayrımcı yasalar ve sosyal düzen olmadığı durumlarda bile, kültürel algılar üzerinden yürüyen sosyal kimlik, insanların hayatlarını önemli oranda etkiler.
Toplumumuzda; zengin / fakir olmak, dindar / seküler olmak, Sünni / Alevi olmak, Türk / Kürt / Çerkez olmak, Doğulu / Batılı / Karadenizli/ Egeli olmak siyasal ve sosyal hayatımızı etkilediği kadar eş seçimini ve ilişkilerini de etkileme potansiyeline sahip.
Sosyal kimlikleri takmayan kişiler ile sosyal kimliğe sıkışanlar
Bazı insanlar sosyal kimlikler arasındaki var olan siyasal gerilimin iki insanın özel ilişkisine etki edebilmesini saçma ve itiraz edilmesi gereken bir hal olduğunu düşünürler. Bazı insanlar ise bu farklılıkları oldukça önemseyen ve kendi grubu dışına çıkmak istemeyen tutumlar gösterirler. Çoğu insanın pratikteki tutumu ise bu iki uçun arasındadır.
Sosyal kimlik açısından benzeşme ve farklılık
Evleneceğimiz kişinin sosyal kimlik açısından bize benzer ve farklılığı ilişkiye kendine özgü dinamikler getirir. Eş araştırmaları ağırlıklı olarak benzerliklerden yana tavır almakla birlikte, benzerlik kural haline getirilemez.
Mesleğim gereği, sosyal kimlik farklılıkları üzerinden kendi aralarında ve özellikle aileleriyle ilişkilerinde sorun yaşayan çift öyküleri dinliyorum. Babasının bir Karadenizliye veya Doğuluya kız vermeyeceğini söylerken ağlayan aşık kızları dinliyorum. Öbür taraftan, mutlu evlilik çalışmalarında; sosyal kimlik açısından farklı olup, bu farklılıklar içinde mutlu olmayı başarmış çiftlerin varlığını da biliyorum.
Farkında olmak irademizi özgür kılar
Önemli olan, eş adaylarının sosyal kimlik hallerinin ilişkilerine getireceği dinamiklerin farkında olup, bunu yönetip yönetemeyeceklerine yönelik karar vermeleridir. Seçimlerimiz hakkında farkında olmak; irademizi özgür, bizi daha dayanıklı kılar.