Evlilik amaçlı görüşme sürecinin temel meselesi “evet” veya “hayır” kararı almaktır. Önceki iki yazımda, karar alma süreçlerini bozan psikolojileri yazmıştım. Bu yazıda ise karar almada “optimal” hali yazacağım. Yani kararın sağlıklı olma olasılığını yükselten durumlar bu yazının konusu olacak.
Kötü kişi ve riskli kişi değerlendirmesi yapılmış
Eş adayı değerlendirmesinin ilk ve giriş basamağı “kötü kişi” ve “riskli kişinin” ayırt edilmesidir. Kötü kişi; sürekli ve planlı yalan dolanı olan, güç uygulayarak sizi kontrol etmeye çalışan bir zorba, paranızı ve imkanlarınızı kullanmaya çalışan bir sömürücü, istemediğiniz halde size karşı cinsel bir zorlamada bulunan kişidir.
Riskli kişi; öfke kontrolü olmamasına bağlı şiddet potansiyeli olan, aşırı kıskanç, aşırı şüpheci, alkol ve uyuşturucu madde kötüye kullanımı / bağımlılığı olan, kumar oynayan ve ekmek parası kazanma derdi olmayan kişidir.
Uygunluk analizi yapılmış, son karar sezgi üzerinden verilmiş
Eş seçiminde iyi karar; hem uygunluk analizinin hem de sezginin bir arada kullanılmasıdır. İki anlama şekli de meşrudur ve kendilerine özgü avantaj ve dezavantajlara sahiptir.
Son karar sezgisel düzeyde verilir. Ama öncesinde, benzerlikler, farklılıklar, bir arada olmakla ortaya çıkacak olumlu ve olumsuz durumlar üzerine yeterince düşünülmelidir.
Hem aklen hem duygularla evet denmiş
Akıl bir bilme şekli olduğu gibi duygular da bir bilme şeklidir. İki bilme şekli de birbirinden kıymetlidir. İyi bir karar hem akla hem duygulara uyar. Aklımıza uymayan veya duygularımızın evet demediği bir evliliğe girmemek gerekir.
Karar için yeterince zamana sahip olunmuş
İyi bir karar için optimal bir zamana ihtiyaç vardır. Zamanı belirleyen şey; akılcı analizin yapılması ve karşılıklı duyguların netleşmesine kadar geçen süredir. Bu zaman biriminin kimse için mutlak formülü yoktur. Benim önerim 2-6 ay arasındaki bir zaman dilimidir. Aceleyle alınan kararlar veya aşırı bekleme süreleri kararı bozucu etki yapabilir.
Ailenin onayı, dış gözlemcilerin fikri alınmış
Evlilik kararı, kişilerin kendi sorumluluğu olduğu için, evlenecek bireyler tarafından alınır. Son karar kişiler tarafından alınsa da, ailelerin karar sürecinde dahil olması meşrudur. En az haliyle ailelerin onayının alınması gerekir. Aile dışında da evlenecek kişileri tanıyan kişilerin fikrinin alınması, kararın sağlıklı olma olasılığını arttırır.
En azından ağırlıklı evet denmiş
Karar alırken aldığımız karardan emin olma düzeyi spektrumal dağılıma uyar. Dağılımı iki uç olarak düşünün. Sol uca “mutlak hayır” sağ uca “mutlak evet” halini yerleştirin. Orta noktasını işaretleyin. Mutlak hayır ile orta arasına “ağırlıklı hayır”, orta ile mutlak evet arasına ise “ağırlıklı evet” halini yerleştirin. İyi bir evlilik kararı en azından ağırlıklı evet veya mutlak evet olmalıdır.
Kimse geleceği mutlak olarak bilemez. Bir evliliğin sonunu tam olarak kestiremeyiz. Son noktada “hayırlısı olsun” diye dua etmek gerekir. Bazı kişiler bu noktada “istihare” yöntemini de karar sürecine eklerler. Ait olduğumuz kültürel kodlardan gelen uygulamalar yerli yerinde kullanıldığında, karar sürecinin daha sağlıklı ve hayırlı olmasına katkıda bulunabilir.