Bir önceki yazımda, eş bulmanın üç farklı yöntemi olduğunu yazmıştım. Bunlar; “eşlerin birbirlerini bulması”, “görücü usulü” ve “tanıştırılma” şeklindeydi. Bu yazıda tanıştırılma metoduna “süreç” ve “algoritma” önereceğim.
Tanıştırılma modelinin süreçleri olabilir mi?
Herkese uygulanacak, mutlak ve standart süreçlerin olamayacağı açık olsa bile, yol gösterici rehber metinlerin anlamlı ve kıymetli olacağı kanaatindeyim.
Eşleşme amaçlı görüşmelerin süreç tanımı için altı kritik kavram olduğunu düşünüyorum: İlk izlenim, uygunluk analizi, yakın tanıma, dış gözlemci değerlendirmesi, bağlanma ve ayrılık acısı.
İlk izlenim; bir kişi ile karşılaştığımız sırada ilk bir kaç saniyede gerçekleşir. Çoğunlukla bilinçdışı sürecin ürünüdür. Sezgiseldir. Bilmenin önemli kaynaklarından biridir. Bir çeşit düşünmeden düşünme şeklidir. İlk izlenim sonucunda; hoşlanma /hoşlanmama, beğenme / beğenmeme gibi duygusal sonuçlar açığa çıkar.
Uygunluk analizi; kişinin karşıdaki kişi için bilgi temelli mantıksal / rasyonel analiz yapmasıdır. Kişinin kendisinin nasıl bir insan olduğu, nasıl bir kişiyle uyumlu olacağını bilmesi ve karşısındaki kişiyi bu açıdan bir değerlendirmeye tutmasıdır. Bu bilme şekli daha uzun sürede, bilgi ve kriter temellidir.
Yakın tanıma; uygunluk analizinden sonra da yola devam etmek isteyen kişiler için bir sonraki aşama yakın tanıma görüşmeleridir. Bu aşama karar aşamasıdır.
Dış gözlemci; eş seçiminde nihai karar ve esas aktörler evlenecek kişilerdir. Fakat iki kişiye dışarıdan bakan hem uygunluk hem de karar süreci açısından görüş bildirecek dış gözlemcilerin olması karar sürecinin niteliğini arttırabilir.
Bağlanma; taraflardan birinin veya ikisinin aşk veya sevgi hissetmesidir.. Karşımızdaki kişi ile kendimiz arasında duygusal bir bağ kurulur. Bağlandığımız kişi bizim için özel hale gelmiştir. Bizim parçamız olmuştur.
Eğer bağlanma oluşur ve ilişki biterse taraflarda “ayrılma acısı” oluşabilir. Ayrılma acısı, duygusal bir süreç olup, kişiyi psikolojik açıdan güçlü bir şekilde etkileme potansiyeline sahiptir. Kişinin benlik algısını bozabilir.
Ayrılma acısı yaşayan kişi, sürekli ayrıldığı kişiyi istemeden düşünme, anılara boğulma, nedenler üzerine kafa yorma haline girer. Ruh hali efkarlı ve hüzünlü olur. Uykular bozulabilir. Dikkati toplayıp çalışabilmek zor olur.
İlk izlenim görüşmesi
Bu dört kavram üzerinden şöyle bir algoritma önerilebilir: İlk görüşme ilk izlenim görüşmesidir. İlk izlenim beşli bir ölçek üzerinden değerlendirilebilir: Oldukça olumlu, olumlu, ne olumlu ne olumsuz, olumsuz, oldukça olumsuz. Eğer ilk izlenim olumsuz ve oldukça olumsuz ise ikinci görüşmeyi ayarlamamak uygun olabilir.
Ardışık üç uygunluk görüşmesi
İlk izlenim oldukça olumlu ve olumlu ise ardışık her biri iki saat süren üç görüşme daha yapılabilir. Bu görüşmeler birbirini daha yakından tanıma amaçlıdır. Yani sezgi ile beraber rasyonel aklın ve analizin de devreye sokulduğu bir anlama sürecidir. Bu üç görüşmede “uygunluk analizi” yapılabilir.
Üç görüşmenin herhangi birinde veya üç görüşme sonunda kişiler birbirini kırmadan süreci sonlandırabilir. Eğer kişiler birbirleri hakkında hem sezgisel hem de akılcı analizle olumlu düşünürlerse birbirlerini daha yakından tanıma görüşmelerine girebilirler.
Yakın tanıma süreci
Bu dönem karar verme sürecidir. Dış gözlemci olarak ailelerin devreye sokulması uygun olabilir. Bu dönemde esas olan görüşme sayısı değil, duygu ve akıl birliğinde karar verir hale gelmektir.
Bu dönemin uzaması psikolojik açıdan riskli olabilir. Görüşme sayısı arttıkça taraflardan biri veya ikisinde bağlanma duygusu oluşma olasılığı artar. Eğer bağlanma oluşur ve kişiler ayrılırsa “ayrılma acısı” yaşayabilirler. Ayrılma acısı ise kişileri hırpalayan gerçek bir acıdır.