Siyasal alanın en önemli teorik yaklaşımlarından biri, siyasal olanı “güç dağılımı” üzerinden analiz etmektir. İlk bakışta, sevgi ve işbirliği üzerinden yürüyeceği var sayılan eş ilişkisinde güç dağılımından bahsetmek garip görünebilir. Halbuki, insan ilişkilerinin olduğu her yerde bir düzeyde güç dağılımı meselesi vardır. Nitekim, eş ilişkileri araştırmalarında, eşler arasındaki güç dağılımı meselesi eş ilişkisini etkileyen faktörlerden biri olarak incelenir.
Güç mücadelesi bazı eş ilişkilerinin merkez meselesi olabilir
Eşler alınacak kararlar açısından kendi pozisyonunu oluşturup, diğer eşi uyması için zorlayabilirler. Aralarında “Kimin sözünün geçeceği?”, “Son sözü kimin söyleyeceği?” üzerinden bir mücadele devam edip gidebilir. Eşler ilişkide kendilerinin baskın olmasını, diğerinin teslimiyet göstermesini açık veya örtük bir şekilde bekleyebilirler.
Ailenin reisi kim?
Geleneksel aile yapısında “aile reisi” kavramı vardı ve ailenin reisi hem zihinlerde hem de hukuki olarak erkekti. Geleneksel ailede erkeğin rolü “adil imam” yaklaşımıydı. Eninde sonunda bir kişi karar verecekti. Her topluluğun bir imamı olmalıydı. Erkek ailenin çobanı veya imamıydı. Erkek aile reisi olarak adil bir şekilde aile ile ilgili kararları alması bekleniyordu. Bu modelin işe yaradığı iyi örnekler, işlemediği kötü örneklerde vardı.
Modern dünyaya uyum sağlama amaçlı olarak 2002 yılındaki yeni medeni kanun ile; “Aile reisi kocadır” ifadesi yerine “Evliliğin birliğini eşler beraber yönetirler” ifadesi gelmiş oldu. Böylece oturulacak evin yeri, kadının çalışıp çalışmaması, toplam gelirin harcanması gibi gündelik hayatın seyri ile ilgili meselelerde hukuken iki tarafın eşit karar gücü esas alınmış oldu. Bu modelinde işleyen ve işlemeyen tarafları var.
Eşler arasında güç dağılımında beş olasılıklı modelleme
Teorik olarak toplam gücün 100 olduğu bir modellemede, eşler arası gücün dağılımı ile ilgili beş ayrı modelden bahsedilebilir. Bunlar; erkeğin belirgin baskın olduğu, gücün 80-90 puanı erkeğe, 10-20 puanının kadına ait olduğu (80-90/ 10-20), erkeğin ılımlı baskın olduğu (60/40), eşitlikçi (50/50), kadının ılımlı baskın olduğu (40/60) ve kadının belirgin baskın olduğu (10-20/80-90) şeklindedir. Eşler arasındaki güç dağılımı evlilik boyunca belirli bir modelde ilerlediği gibi zaman içinde de değişebilir.
Eş ilişkilerinde çatışma çözümü ve yönetimi
İki farklı isteğin olduğu durumda çatışma oluşur. Çatışma çözümü veya yönetimi sosyal ve siyasal ilişkilerin merkezi meselesi olduğu kadar eş ilişkilerinde de önemli bir mesele. Hatta eş ilişkisini güçlendirmek için geliştirilmiş bazı programın modüllerinden biri çatışmaları çözme ve yönetme üzerinedir. Bu programlarda eşlerin çatışma çözümü ve müzakere becerileri arttırılmaya çalışılır. Çünkü eşler ayrı kararları savunurken, uzlaşma arayışı içinde olmazlarsa, çatışma hali evliliğe hasar verebilir.
Eşin etkisine açık ol!
Eş ilişkileri ile ilgili önde gelen ekollerden birinin kurucusu John Gottman, “Eşin etkisine açık ol!” diye bir önerisi var. Gottman bu öneriyi hem erkeğe hem de kadına yapmakla beraber, özellikle erkeklere yapıyor. Gottman’a göre eş etkisine kapalı olma daha çok erkeklerde gözleniyor ve erkeklerin eşlerinin etkisine kapalı olması, eş ilişkilerini olumsuz etkiliyor. Özetle, Gottman “Karı sözü dinlenmez” anlayışının tam tersini söylemiş oluyor.
İstişare ve müzakere süreciyle uzlaşarak karar almak mümkün
“Son kararı ben veririm” şekilde güç üzerinden karar vermek yerine, “istişare” temelli, “karşılıklı müzakere ve ikna” içeren bir “karar sürecinin” olması ilişkiyi daha olumlu etkiler. Birinin hep kazandığı, diğerinin hep yenildiği hal güreş müsabakasında anlamlı olabilir ama sürekli güreş hali eş ilişkisine yıkıcı etkide bulunabilir.