Ne zaman Anadolu’ya çıksam gördüklerim yüzünden beni heyecan sarmalıyor. Bazıları“Toplum aydınlardan, Anadolu Ankara’dan ileride”diyorlar ya, bir günlüğüne de olsa yolum Erzurum’a uğrayınca, buna bir kez daha inanasım geldi.
Gazetemiz Star her ay bir Anadolu ilinde yazarlarını okurlarla buluşturuyor ve günün önemli bir konusu üzerinde düzenlenen panelde yazarlarının görüşlerini aktarmalarını sağlıyor. Bu ay buluşmanın adresi Erzurum’du, panelin konusu da ‘başkanlık sistemi’... Star yazarları olarak hazırlıklı gelmiştik Erzurum’a; fakat gördük ki, Erzurumlu okurlar da en az bizler kadar hazırlıklıymış...
Konunun özünü sorgulayan pek çok soru ikinci üniversitesine de yakınlarda kavuşmuş Erzurum’un entelektüel seviyesinin hayli yüksek olduğunu gösteriyordu.
Prof. Hikmet Koçak Atatürk Üniversitesi rektörü; kentin bilim merkezini daha da iddialı hale getirme çabasında bir bilim adamı... Star ekibi, Erzurum Valisi Sabahattin Öztürk, Büyükşehir Belediye Başkanı Ahmet Küçükler yanında Prof. Koçak’ı da makamında ziyaret etti.
Kentlerin yüzünü ışıtan hizmetlerde belediyelerin katkıları büyük, buna hiç kuşku yok; ancak hizmet ehli bürokratlar da birbirlerine el verebilirse, daha kestirmeden ve hızlı gerçekleşiyor illerin kalkınmaları... Erzurum’u bu bakımdan olağanüstü şanslı buldum.
Emniyet Müdürü Turgut Yıldız önümüzdeki günlerde (28-29 Haziran) yapılacak ‘Şiddetin Önlenmesi Uluslararası Sempozyumu’na kaydını yaptıran yabancı katılımcıların sayısının şimdiden 200’e yaklaştığını söyledi. Sempozyumda şiddetin sosyal dinamiklerinin anlaşılması ve önleyici stratejilerin geliştirilmesi ile ilgili tebliğler tartışılacakmış... Turgut Yıldız,“Hanelere kadar sirayet eden şiddeti gündemden bütünüyle çıkarmanın yolları irdelenecek sempozyumda”dedi.
Bir yıl önce hizmete girmiş kocaman kültür merkezinde düzenlenen sempozyumda Erzurum Ticaret ve Sanayi Odası’nın başkanı Lütfü Yüceler kalkınma için kamunun yanında özel sektörün de ilgisini çekme gerekliliğinden hareketle, “Erzurum’a sanayi yatırımını daha da cazip hale getirecek tedbirler alınmasında yarar var” dedi. İlk 500 büyük kuruluş arasında yer alan Aşkale Çimento örnek bir kuruluş olarak göz kamaştırıyor zaten...
Sabahın ilk ışıklarıyla gittik Erzurum’a; kahvaltı için ‘Daşhane’ veya ‘Saklı Konak’ diye de anılan Erzurum Evleri’ne götürdüler; paneli bitirdik, gecenin bir vakti, bölge türkülerini TRT sanatçısı Mehmet Çalmaşır’ın hep kulaklarımda kalacak hüzünlü sesinden dinlemek üzere yine aynı yere götürdüler... ‘Erzurum Evleri’ ismini taşımaya lâyık topyekün bir kültür âbidesi burası...
Odaları arasında yürürken “Burası vaktiyle sokaktı” dedi rehberimiz... Meğer tam onbir taş evi tek bir çatı altında birleştirmişler... Bölgeye en uygun tarzda inşa edilmiş taş evler... Temellerde koyu renkli bazalt türü karataş, dış yüzeylerde kalker cinsinden boztaş kullanılmış... Zenginler kendi evlerinde pembemsi kamber taşını tercih etmişler... Daşhane’de hepsinden örnekler vardı.
Ne yapayım, kendimi tutamayıp “Bu kadar kocaman bir mekâna gerek var mıydı?” sorusunu yönelttim Daşhane yöneticisine;“Keşke etrafta alınabilecek birkaç taş bina daha olsaydı”cevabını verdi. Eş zamanlı olarak değişik kesimleri ağırlıyorlarmış mekânda. Hem kent halkı hem de yabancıların rağbet ettiği anlaşılıyor...
Yılın önemli bir bölümünde serin bir kentimiz Erzurum; kışları ise bayağı soğuk... Kaldığımız Xanadu Oteli penceresinden baktığımda Palandöken Dağı üzerinde karların bütünüyle erimediğini fark ettim. Kimsenin bu duruma fazla bir itirazı yok; kent yeni ekonomik canlılığını kış turizmine borçlu çünkü...
Palandöken’in eteklerinde kayak merkezlerine yakın otellerin sayısı bu sebeple her yıl biraz daha artıyor.
Hemen herkes paneldeydi; salona podyumdan bakarken gördüğüm kalabalık bana böyle düşündürttü. Ders yılı bittiği için üniversite öğrencileri memleketlerine döndükleri halde hem de... Türkiye’nin gündemi Erzurum’un da gündemiydi.
Salonun görüntüsü, dinlediğimiz görüşler hepimizi heyecanlandırdı.