Uzun zamandan beri, Amerikan stratejilerinin bir kolunun da Kafkasya üzerinden dizayn edildiği izlenimi yazmaktaydım. Paşinyan dönemi ile kazanılan Kadife Devrim, bunun kırılma noktası oldu.
Burada, dünyadaki etkisi ile bilinen ve dizaynından bu tarafa, coğrafyanın kaderinde Rusya ve Batı endeksli lehte tutumu ile bir o tarafa, bir diğer tarafa yönelen Ermeni diasporası da, bu devrimin kilit aktörü oldu.
Sarkisyan’ın sessiz geri adım atmasında da, diasporanın bir tutumu etkili oldu!
Peki, değiştirilmek istenen dengeler nedir?
Rusya’ya yönelik Amerikan hamlelerine baktığımızda, burada savaşın Amerika ile Rusya arasında gittiğini görebiliyoruz. Ermenistan da, tıpkı Ukrayna gibi “anahtar rolünü” oynayacak gibi durmaktadır.
Paşinyan’ın hükümet içerisindeki değişimleri ve Batı yönlü isimlerle devam etmek istemesi bile, devrimin ikinci ve sonraki aşamalarının rengini ve motifini işaret etmekte.
Öncelikle “iktidarında muktedir olma” yolunda yürüyen Paşinyan, baktığınızda akıllıca adımlar atmakta. Devletin içindeki dengeleri doğru dizayn etmesi, ilerideki adımlarının şeklini belirleyeceğini bilmekte. Rusya tedirgin ama bu tedirginliği geri adım atmasına zemin oluşturmayacak. Dahası var! Rusya’nın bu durumda, Azerbaycan üzerinden yine de kendinin çıkarları doğrultusunda adımlarını pekiştirmek istediği ortada. Peki, Azerbaycan hangi oranda, Rusya stratejilerini dengede tutabilecek? Bu önemli soru! Yani Azerbaycan’ın denge politikası, Rusya’nın tam renk belirleme isteklerine zıt konumda. Dolayısı ile Rusya’nın, sadece Azerbaycan’a dayanarak hareket etmeyeceğini de anlayabiliyoruz. Yani Azerbaycan’ın işgal altındaki Karabağ bölgesi üzerinden, Rusya’nın Ermenistan ve Azerbaycan’a direk etki etme gücünü biliyoruz. Diğer taraftan İran’la sınırlara hâkimiyet, Rusya için çok önemli. Yani söz konusu sadece Ermenistan üzerindeki etki değildir. Hem de İran’la bağlı ABD planlarına karşı, İran-Kafkasya sınırlarını özelikle Azerbaycan bölgesinden kontrol etmek, Rusya için hayatidir.
Peki, bunu nasıl yapacak?
İşte tam da buraya odaklanmak lazım! Ermenistan, Rusya’sız ve diaspora desteği olmadan ayakta duramıyor. Ekonomik olarak hep dışarıdan gelene destekle sıkıntılarını aşmakta. İşgal altındaki Karabağ’da yapılandırmalara inşa edilen yeni projelere baktığımızda, uzun vadeli Batı perspektifini görebiliyoruz. Lakin Rusya burada kritik dengedir. Ve bu denge, topyekûn ortadan kalkmayacak veya şöyle yazayım; Rusya kesinlikle bu coğrafyadan topyekûn kalkmayacak. Hem İran’a yönelik olayların gidişatı, hem de Ermenistan üzerinden Güney Kafkasya’daki Batı dizaynı, Rusya açısından dönüm noktası niteliğindedir. “Büyük kavga savaşa dönüşür mü” bunu şimdiden söylemek zor. Lakin bu kavga; Rusya-Amerikan cephesinde, ağırlığın kimden yana oluşacağı sorusunu etkileyeceği, yalıngözle bakıldığında gözükmektedir!