Ermenistan; işgal altındaki Azerbaycan’ın Karabağ bölgesinden, Azerbaycanlıların yaşadığı köylere saldırdı.
Ekonomisi ve politik durumu, sadece dışarıdan diasporanın ve etkin olan Rusya’nın güdümünde olduğu Ermenistan’ın, böyle bir saldırıdaki nedeni ne olmalı acaba?
Ahalinin büyük kısmı açlıkla boğuşan, ciddi bir kısmı ülkesinden başka yerlere ekmek için göç etmiş Ermenistan Devleti’ni, buna cesaretlendiren faktörler ne?
Azerbaycan Ordusu devreye giriyor ve hem ahalisini, hem de bozmaya gayret edilen dengeyi yerine oturtabiliyor.
Azerbaycan; uzun yıllar süren denge politikalarıyla, konumunu bayağı güçlendirebilmiştir. Kimseyle kavga etmeden, lakin azar azar, milli çıkarlarını rayına oturtuyordu.
Devreye; Ukrayna meselesiyle birlikte, ABD ve Rusya krizi çıkana ve Rusya ciddi ambargolarla karşı karşıya kalana kadar.
Rusya; etrafında olan eski hinterlandı gözüyle baktığı herkese “tavrını belirle” baskısı yapıyordu. Uzun zamandır, Azerbaycan bu baskıları da nazikçe görmezden geliyordu.
Suriye’deki savaşa girerek, dışlandığı uluslararası topluma muhatap yaptırmayı başaran Putin, Türkiye ile arasındaki şahsileştirdiği konuyla birlikte, devlet adabı sınırlarını, ciddi ölçüde zorlamaya başladı.
Azerbaycan Cumhurbaşkanı’nın, Ankara saldırısından sonra derhal Türkiye’ye gelişi ve akabinde Ankara’dan verilen o muazzam kardeşlik görüntüsü, Putin’i adeta çılgına çevirdi.
Rusya; kendine yararlı konuları iyi bilir. Karabağ sorununun çözülmemesi; Rusya dâhil bu bölgede, Türkiye’nin güçlenmesinin önünü kesen İngilizlerin de işine yarıyor. O nedendendir ki; Ermenistan’a “işgali bitirme” konusunda, gerekli baskıyı yapılmamaktadır. O sebeptendir ki; Dağlık Karabağ meselesinin çözümünde, sadece Yukarı Karabağ haricinde kalan 5 şehrin geri verilmesi üzerinde duruluyor ve bu şehirler içerisinde Laçin yoktur. Laçin koridoru; Ermenistan’la, Yukarı Karabağ’ı bağlamaktadır. AGİT’in Minsk Grubu’nun bir işe yaramayan tutumu da, uzun yıllardır çözümsüzlüğü beslemektedir. Batı ile Rusya’nın, bu meseledeki tutumları farklıdır. Ama ikisini de birleştiren bir nokta vardır. O da, Türkiye ile Kafkasya arasında direk bağın olmaması.
Son günlerdeki çatışma, Rusya’nın Ermenistan’ı devreye sokmasıyla alevlendi. Güney Kafkasya’da nizamı kurmak ve dengeyi belirleme gücünü tekrar rakiplerine göstermek istedi. Bir taraftan da, kendince Aliyev’i cezalandırma arzusunda. Azerbaycan ordusu, gereken adımları attı. Azerbaycan Devleti de, savaştan kaçmadığını, aksine bu savaşı artık istediğini de gösterdi.
Lakin meselenin içinde; Rusya’nın, Azerbaycan topraklarına tekrar “barış gücü” adıyla geri dönmesi planlarının da olduğunu göz ardı etmemek lazım.
Rusya uzun zamandır, barış gücünün Karabağ’la Azerbaycan arasına getirilmesinden bahsediyor. Bunu uzun zamandır, kamuoyu oluşturmak adına propaganda haline getirdi.
Aynı kamuoyu hazırlığı çalışmalarını; Kırım’ın işgali öncesi, Suriye’ye askeri güç yerleştirmeden önce de yapmıştır.
Bu sebepten de, Türkiye’nin başının farklı ihanet senaryolarıyla karıştırılması, sadece Türkiye’nin kendisini değil, hem de koca coğrafyanın kaderini olumsuz etkilemektedir. Güçlü Türkiye şarttır...