Bir hayli zamandır Ermenistan Başbakanı Paşinyan, Azerbaycan’ın işgal edilmiş topraklarında, Karabağ’da yeni oyun kurma peşinde.
Beyanları kışkırtıcı ve özellikle Azerbaycanlıların sinir uçlarını irrite edecek biçimde kurgulamakta.
İşgal edilmiş Karabağ’da, sözde seçimler gerçekleştirildi ve sözde başkan belirlendi. Buraya kadar anlaşıldı. Paşinyan’ın iktidara giden yolu, sokak hareketi ile gerçekleştirildi. Anlaşılan, siyasette tesadüfi bir kimliğe sahiptir.
Batı’nın ciddi desteğini almış bulunmakta. Nedeni açıktır! Ermenistan için, Gürcistan modeli değişim beklentisi olmasa da, Batı’ya ve Rusya’ya mesafeli yeni Ermenistan lideri gerekmekteydi. Öyle birine ihtiyaç vardı ki, bu kişi hem işgal altındaki Karabağ’daki siyasi figürleri değiştirmeli, hem de Azerbaycan siyasi yönetimini provoke etmeliydi. Hesaplar tam bu iken, Paşinyan sık sık işgal altındaki Karabağ’a sefer eder, özellikle Karabağ’ın gözbebeği Müslüman Türklerin vazgeçilmezi Şuşa kentinden mesajlar vermeye başladı.
Karabağ Hanlığı’nın tarihine bakıldığında, Şuşa kentinin Müslüman Türk Penah Ali Han tarafından inşa edildiğini bilmeyen yok. Şuşa, tamamen camilerin süslediği Müslümanların ocağı bir kenttir. Ve Türklerin yurdudur. Paşinyan tam da şunu hedefledi; Şuşa üzerinden kışkırtıcı mesajlar Azerbaycan sokaklarını hareketlendirirse, Ermenistan’daki siyasi durumunu kurtarabilir.
Paşinyan’ın, Batı ittifakı tarafından desteklendiği bilinen konudur. İktidara gelişi ile birlikte, kendince temizleme operasyonları gerçekleştirdi. Ermenistan’da hakimiyette olan “Karabağ Ermenileri grubuna” savaş açtı. Bir kaç eski yöneticiyi, mahkeme karşısına çıkardı. Yolsuzluk ve rüşvet temalı teftişlere başladı. Lakin bunu yaptırırken, kendisi yeni rüşvet ve yolsuzluk olaylarına bulaştı. Ermenistan’da siyasi geleceği tartışılmaya başlandı. Yeniden seçilme isteği ile yeni hamleye ihtiyaç duymakta. Bu ihtiyacı ise, Azerbaycan üzerinden dizayn etme peşinde! İşte Karabağ’da sözde seçimlerin sonucunu, sözde yemin törenlerinin merkezini Şuşa kentine transfer etmesi, Şuşa’daki camileri ve tarihi abideleri yok ettirecek biçimde teröre başvurması, kendinin siyasi geleceğini kurtarma heyecanının yansımasıdır.
Elbette Türkiye’nin Doğu Akdeniz’deki mücadelesi, “Libya – Suriye hattındaki çabaları sırasında tam fırsat yakaladı” motifi ile olaya bakması da, kurgunun bir parçasıdır.
Fırsatı değerlendirerek, işgal altındaki Karabağ’ın Başkentinin Hankenti’nden Şuşa’ya geçirilmesinin, büyük provokatif alt yapısı mevcuttur. Evet, Azerbaycan’da bu durum ciddi itirazlara neden oldu. Hükümetten savaş talepleri yükselmeye başladı. Azerbaycan Hükümeti sabırlı siyasi beyanlar çerçevesinde reaksiyon verdi. Peki neden? Ermenistan’ın içindeki siyasi gerilimin içine dalmamak güzel hamle. Paşinyan’la savaşan Ermenistan’da, ciddi siyasi grupların olduğu açıktır. Karabağ üzerinden Azerbaycan’a yönelik hakaret dolu beyanlarda bulunarak, kendinin nasıl çıkmazda olduğunu, adeta bağırıyor Paşinyan! Bu sebepten Azerbaycan, Paşinyan’ın Şuşa kentinden yaptığı provokasyona sabırlı tavrı ile kapı açmadı.
Paşinyan siyasi akla ve geçmişe sahip olmadığı için, “devlet nasıl yönetilir, nasıl siyasi akıl devreye girer” sorularına pek cevabı bulunmaz. Lakin açık ve net gözüken bir durum söz konusudur. Ermenistan’ın, Azerbaycan topraklarını işgalini kimse tanımasa da, fiili durum halen işgalin devam ettirilmesi üzerine kurguludur. Azerbaycan toprakları işgalden kurtulmayana kadar ise Güney Kafkasya’da istikrarın gerçekleşmesi mümkün gözükmüyor. Bu araf durumu ise, komşu Rusya ve İran için vazgeçilmez kozdur. Olayın çözümsüzlüğünü tetikleyen kilit burasıdır!