Erman Toroğlu’nu uzun süredir maç görüntüleriyle değil yönetici ve taraftarlara dair yorumlarla izliyorduk.Atv, Süper Kupa finalinde Toroğlu’nu yorumcu yaptı. Birincisi, hareket amacına ulaştı, en az maç kadar Toroğlu’nun yorumları da konuşuldu. Görece ilginin daha az olduğu kupa maçlarına Toroğlu dopingi olabilir bu ve reyting de artabilir. İkincisi, uzun zamandır sadece futbol konuşan Toroğlu görmemiştik.
İlk yarıda daha temkinli bir yorumcu vardı, ikinci yarı özellikle de sonlara doğru bildiğimiz Erman Toroğlu cümleleri geldi.
Maç spikeri zaman zaman yanında Erman Toroğlu olmasından dolayı fazla kibar, fazla pas atan, meydanı diğer maçlara oranla daha fazla yorumcuya bırakan bir havaya girdi mi, girdi ama fazla dikkat çekmedi...
* * *
Maç yayınının reji koltuğunda kim oturuyordu bilmiyorum ama tekrarlar, maçtan ilginç anların arka arkaya verilmesi, protokol tribünü ayarlamaları, sahaya atılan maddelere futbolcuların olumlu-olumsuz tepkilerini göstermek açısından iyiydi.Seyirci detayı kısmı biraz eksik kaldı ama o kadar kusur deyip, devam edelim...
Futbolcular sahaya doğru yürürken Erman Toroğlu maçın Manisa’da oynanması tartışmalarına katıldı, “Her şey para değil” diyerek Federasyon’a destek verdi. Ama iki dakika sonra Manisa sahasının zemininin kötü olduğunu, futbolcuların sakatlanmasına yol açabileceğini söyledi.
Bu iki cümle arasındaki çelişkiyi bir seyirci olarak not ettim...
* * *
Üst düzey bir maç değildi Süper Kupa finali. Fenerbahçe-Galatasaray maçı emekleyerek oynansa da seyredilir zaten ama bu tür maçları anlatırken durduk yere abartı cümleleri kurulduğunu duymak kulak tırmalıyor. Gelelim futbolcu-seyirci çirkinliklerine. Fenerbahçe Tv canlı yayınında Volkan Demirel’in sokak köpeklerinin zehirlenmesi çağrısı başlı başına kötüydü.
Sıcağı sıcağına, soyunma odasından canlı yayın yaparsan böyle olur.Volkan o sözleri söylediğine bugün pişman olabilir ama iş işten geçti, cümle yayınlandı. Fenerbahçe Tv durduk yere hem Volkan’a hem de Fenerbahçe Klubüne zarar verdi. Futbolu özledik mi, evet özledik ama çirkinlikler de futbolla beraber geri döndü işte...