Hem eş terapilerine hem de “evlilik güçlendirme eğitimlerine” kadınlar daha kolay başvururken, erkekler daha az başvurma eğiliminde. Bu durum eşlerin evlilikleri ile ilgili yardım alma konusunda bir sorun oluşturur.
Kadınların yolunda gitmeyen bir evliliğin sinyallerini erkeklere göre daha erken aldığı, sorunu daha önce dile getirdiği bilinen bir durum. Erkekler genellikle kadının uyarı verdiği durumları, gereksiz aşırı hassasiyet ve abartma olarak görme eğiliminde olurlar Bazı durumlarda da bu pozisyon değişebilir.
Eş eğitimlerini tek eşle yapmak iyi fikir değil
Eşlerden birinin sadece terapiste gittiği, evlilik eğitimine katıldığı veya evlilikle ilgili kitaplar okuduğu durumlarda, evliliğin iyileşmeye yetmediği hatta bazen ek sorunlar çıkardığı söylenebilir. Çünkü bir taraf evliliklerle ilgili insanlığın ürettiği bilgiyle haberdar oldukça ve farkındalığı arttıkça, diğer eşle bakış açılarında farklılık artabilir. Bu sebeple eş eğitimlerinin özellikle eşlerin beraber katıldığı bir formatta yapılması gerekir.
Sadece bir eşin çabası evliliği iyileştirir mi?
Sadece eşlerden birinin terapiye gittiği durumların genellikle işe yaramadığı fikrinin karşısında, “bir taraflı çaba diğer eşi de değiştirebilir “ fikri yatar. Bu durumun klasik örneklerinden birini, evlilik alanında “Sevginin Beş Dili” adlı çok satan kitabı yazan Gary Chapman önerir. Kendisine gelen ve eşinin aksi, eleştirel, yakın olmaktan kaçan biri olduğunu söyleyen danışanına, altı ay sürecek bir sosyal deney yapmayı önerir. Altı ay boyunca eşinin aksiliklerine pozitif cevaplar verecek, her şartta pozitif kalacaktır. Altı ay sonunda kadın eşinin gerçekten değiştiği haberiyle gelir. Bu örneğin nadir olan bir durum olduğunu söylemek gerekir. Tek taraflı çabalar çoğu zaman sürdürülemez ve her zaman da değişime cevap vermezler. Eş ilişkileri iki yönlüdür. İki eş sürekli birbirini etkiler. Bu sebeple de değişim ve dönüşüm iki taraflı olmalıdır.
Evlilik güçlendirme eğitimlerine katılmanın önündeki engeller
Evlilikleri güçlendirme eğitimlerine katılmanın önünde bir kaç engel vardır. İlki, bu türden bir programa katılmayı, sanki evliliğinizde sorun olduğunu kabul etmiş hatta ilan etmiş olarak algılamaktır. Halbuki bu eğitimler “normali geliştirmek”, sağlıklı yaşamı öğrenmek gibidir. İkincil engel, eşi ile ilgili mahrem olanları başkalarının önünde konuşmak zorunda kalacağını düşünmektir. Halbuki bu türden programlarda eşler yan yana ve diğer eşlerden uzak oturtulur. Eşler sadece kendi aralarında etkileşirler. Üçüncü engel, evliliklerde öğrenme veya bir takım beceriler öğrenmekle, bir şeyin değişmeyeceğine inanmaktır. Yani gizli bir şekilde “işe yaramayacağı inancı” vardır. Halbuki evlilikler hakkında insanlığın oluşturduğu önemli bir birikim vardır. Bu eğitimler bu birikimin; bilgi, tavsiye ve beceri şeklinde aktarımlarını sağlarlar.
Sonuç olarak, “evlilik güçlendirme eğitimleri”, evliliklere önemli katkı sağlayabilir. Ama bu eğitimlere eşler birlikte katılmadığı sürece, beklenen faydayı elde etmek zordur.