Bu yazı Star gazetesinde yayınlandığı gün muhtemelen Ergenekon davası kararı açıklanacak; benim de insani temennim herkesin bu bayramı ailesiyle beraber geçirmesi.
Davayı belirli bir mesafeden izliyorum, konunun teknik detayları, hem hukuki, hem de kayıtlara yönelik detaylar hakkında birşeyler söylemem zaten pek mümkün değil.
Ancak, davanın son aşamalarında sanık avukatlarının bir bölümünün yaptıkları bazı açıklamalar beni şaşırtmadı desem doğru söylememiş olurum.
Avukatlar müvekkili oldukları sanıkların darbe planı yaptıklarını açıklamıyorlar ama şöyle bir ifade kullanıyorlar: “Velev ki darbe planı yapmış olsunlar, bu planlar uygulama aşamasına gelmediği için ortada bir suçun olduğunu söylemek mümkün değildir”.
Hukuk teknik bir dal ama özünde de mantık ve vicdara dayanan bir dal ve sanık avukatlarının bu açıklamaları beni gerçekten çok şaşırtıyor.
Bir darbe girişimi ya da planı düşünün, eylemler somut hale gelmeden yargılanamasın, gerçekten çok tuhaf zira zaten bir darbe girişimi, eylemler somut hale geldiği andan itibaren bu planı engelleyebilecek bir yasal silahlı güç ortada kalmıyor, en güçlü silahlı örgüt o eylemin bizzat planlayıcısı.
Bu mantık Kenan Evren’in avukatlarının da mantığı idi, onlar da, eylem başarılı olduğu ve kurucu iktidar (!) haline geldikleri içn yargılanamayacaklarını iddia ediyorlar idi.
Bu savunma tezleri, hukuken bilemem ama mantıksal olarak hiç ama hiç tutarlı değiller.
Ergenekon avukatlarının ifadelerinden bir darbe girişiminin ancak eyleme dönüşüp başarısız olması halinde yargılanabileceğini anlıyoruz ama bu anladığımız pek mantıklı değil.
Bir de ortada başka ilginç bir konu daha var.
Ergenekon avukatları ya da savunmaya ideolojik olarak yakın duranlar muhtemelen AİHM’in Refah Partisi kararına destek veren kesimler; buraya kadar bir anormallik yok.
Ama o çok beğendikleri, her fırsatta referans verdikleri AİHM’in Refah Partisi kararında (AİHM’in iyi bir kararı olmadığı kesindir) şöyle bir ifade de yer alıyor:
“Çoğulculuk demokrasinin ayrılmaz bir parçası olsa dahi, ilgili devlet, AİHS ile uyuşmayan, ülkede iç barış ve demokratik rejimi tehlikeye atacak siyasi bir hedefin gerçekleşmesini, eylemler somut hale dönüşmeden engelleyebilir.’’ (AİHM, 13 Şubat 2003, 110. Paragraf)
Ne demiş AİHM bu kararında: “Devlet demokratik rejimi tehlikeye atacak eylemleri somut hale dönüşmeden engelleyebilir”.
AİHM’in bu kararı, bu ifade hakkında Ergenekon avukatları acaba ne düşünüyorlar?
Üstelik AİHM’in bu kararı Anayasamızın 90. Maddesi son paragrafına göre bizim yasalarımızın da üzerinde bir hukuki değere sahip.
Ergenekon avukatları, Ergenekon ruhunu besleyenler nedense iş bu ifadeye geldiğinde Refah Partisi kararını tümüyle unutmuşa benziyorlar.
Hafıza seçicidir, hedonisttir derler, demek bu değerlendirme büyük ölçüde doğruymuş.
Yazımın başında da belirttim, umarım herkes Ramazan Bayramı’nı ailesiyle beraber geçirir, insani gönüşüm, temennim budur.
Ancak, eylem aşamasına geç(a)memiş ise bile emrinde uçaklar, tanklar, toplar olan birilerinin darbe planları yapmasının suç olması gerektiği kanısındayım.
Her suçun da hukuk devletinde bir karşılığı olmalıdır.