Polis ve yargıda yıllardır hüküm süren Pensilvanya militanlarının zerre kadar adalet duygusuna sahip olmadığını artık hepimiz öğrenmiş bulunuyoruz.
“Selam Terör Örgütü” tezgâhını kurarak kendilerine karşı potansiyel de olsa tehdit gibi gördükleri binlerce masun insanı -kendilerine iltifat edenleri bile- türlü çeşit iftiralarla hapse tıkmaya çalışırken suçüstü yakalanan bu zalimlerin “Ergenekon” ve “Balyoz” davalarında kurunun yanında yaşı da yaktıklarına, hem de taammüden yaktıklarına hiç şüphe yok.
Kurunun yanında yaş yakılırken doğru dürüst sesimizi çıkarmadık maalesef; şimdi yaşın yanında kuru da tahliye oluyorsa, onu da sineye çekeceğiz.
Bununla beraber, “Ergenekon”daki tahliyeler üzerine “Demek ki sivil iradeye kasteden kimse yokmuş, demek ki bu dava bütünüyle palavraymış” diyenlere asla katılamayız.
Askerî darbeleri ve darbe teşebbüslerini, bunların “silahsız kuvvetler” ayaklarını, ıslak imzalı komplo belgelerini, kan akıtmaya ant içilen silahlı yemin törenlerini vs, vs,vs, unutmamız mümkün değil.
Gardımızı düşürecek değiliz.
Aynı çevrelerin veya onların izinden gidenlerin yeniden cuntacılığa heveslenmeleri ihtimalini elbette göz önünde tutacağız ve bu ihtimalin gerçekleştiğini gördüğümüz yerde -bu defa kurunun yanında yaşın da yakılmaması için azami derecede gayret göstererek- gereken mücadeleyi vereceğiz.
***
“Ergenekon”daki tahliyeler hayırlara vesile olur inşaallah.
Pensilvanya merkezli paralel devlet yapılanmasının kontrolündeki olağanüstü mahkemelerin zanlılara haksızlık etmiş olabileceği ihtimaline dayanan bu tahliyeler, 28 Şubat döneminin olağanüstü şartlarında verilen bazı mahkeme kararlarının da gözden geçirileceği beklentisini ayyuka çıkarmıştır.
Mesela, Salih Mirzabeyoğlu’nun devam eden mahpusluğu bütün tahammül sınırlarını aşmıştır.
Hiçbir şiddet hadisesinden sorumlu tutulmayan bir yazar, şair, filozof, üzerine terörist yaftası yapıştırılarak AĞIRLAŞTIRILMIŞ MÜEBBET HAPİS cezasına çarptırıldı; 15 seneyi aşkın bir süredir zindanda çile dolduruyor; memlekette bu vahşeti makul karşılayan hiç kimse yok, CHP bile Mirzabeyoğlu’na özgürlükten yana, fakat onca demokratikleşme ve yargı reformu paketine rağmen bu zulüm bir türlü bitmedi.
Bitsin artık!
Allah aşkına!
***
Sadece Mirzabeyoğlu davası değil, 28 Şubat dönemindeki bütün siyasi davalar yeniden ele alınmalı ve canavarca hislerle adam öldürmek gibi korkunç suçları doğru dürüst delillerle sabit görülenlerin haricindeki bütün mahkûmlar tutuksuz yargılanmak üzere derhal serbest bırakılmalı.
KCK davasının tashihten geçirilmesi gerektiği de muhakkak.
Ortada öyle büyük bir ‘hukuk enkazı’ var ki, bunun ancak genel affa yakın bir şeyle temizlenebileceği fikri üzerinde de durulmalı.