Türkiye, Erdoğan'ı "diktatörlükle" itham eden ve demokrasi eksikliğinden bahseden küresel algıyı alt üst eden bir seçimi geride bıraktı. Sonuçlar ve nedenleri üzerine çok konuşulacak. Erdoğan'ın demokrasiye olan bağlılığı ve millet iradesine saygısından söz etmek istiyorum. Yıllardır Başkan Erdoğan'ı izleyen bir gazeteci olarak, halkın tercihlerini doğru analiz edebilen ve milli iradeyi her şeyden üstün tutan bir yapısı olduğundan eminim. Ayrıca, ders alma konusunda ustalığı tartışılmaz.
Seçim sonuçlarına göre AK Parti ilk kez ikinci parti konumuna düştü. Arka arkaya gelen seçim zaferlerinden sonra bu, başarısızlık olarak görülebilir, ama genel tabloya bakıldığında halen tercih edilen siyasi aktör olduğu açık. Muhalefet her toplum için vazgeçilmezdir. Milletin mesajı net: "Muhalefet içindeki dağınıklık istemiyorum. Kavga istemiyorum. Toparlanın ve iktidarın hatalarına karşı durun."
Marjinal uçlarla dolu muhalefet cephesi, bu sonuçlardan ders çıkarabilecek mi? Ödevlerini nasıl yapacaklarına bağlı. Ancak, en büyük dersi, İslamofobik düşüncelerle Erdoğan'a sürekli diktatör diyenlere Türkiye verdi. Açık ve şeffaf seçimler, ülkemizin gurur kaynağıdır.
Erdoğan, "Milletin iradesi üstüne irade tanımıyorum" diyerek devlet adamı kimliğini pekiştirdi. Seçim sonuçlarını dikkatle inceleyecek, toplumun mesajını doğru okuyacak bir liderdir. Şimdi, teşkilatını gözden geçirecek, söylem ve programlarına yeniden bakacak ve en önemlisi, günlük siyasi çıkarlar yerine, kalıcı geleceği düşünecek.
Seçim öncesi emeklilerin küskünlüğü dile getirildi. Emeklilerin gönlü, daha sonra değil, şimdi de kazanılabilirdi; ancak Erdoğan, önceden planlanan ekonomi programına sadık kaldı. Kaybetmeyi göze alarak, çünkü devlet adamları gelecek nesillere odaklanır. Kalıcı refah için ekonomi programına bağlı kalarak, belki bu aşamada yerel seçimlerde geriledi, ama sağlam temeller üzerine inşa edilen gelecek vaadiyle yola devam ettiğini gösterdi. Balkon konuşmasında kucaklayıcı dil ve seçmene duyduğu saygı ile farkını ortaya koydu. Kaybederken bile adabı ve usulü öğreten bir lider oldu.
Sonuçta, Erdoğan, millet iradesine verdiği değerle ve sandığa verdiği önemle her dönemin kazananıdır!