AK Parti’yi ve Türkiye’yi 2023’e taşıyacak AK Parti 4. büyük kongresini bir gün öncesinden, yani Cumartesi akşamı başlattık. Televizyonların canlı yayınları vesilesiyle gittiğim Ankara Arena’da, program sonrasında Başbakan Tayyip Erdoğan’ın salona son hazırlıkları yerinde görmek üzere geleceğini öğrenince gazeteci arkadaşlarla birlikte bekledik ve son hazırlıkları Başbakanla birlikte izledik.
Başbakan Erdoğan, görüntüler eşliğinde kongre şarkısını tekrar tekrar dinledi ve son talimatlarını verdi. Sonrasında da, gazeteci arkadaşlarla birlikte Başbakanla bir hatıra fotoğrafı çektirerek Cumartesi gecesini noktaladık.
Kongrenin ilk hazırlık aşamasından kongrenin bitimine kadar, en küçük ayrıntısı dahil, Başbakan Erdoğan’ın bütün safhalardaki dikkatine baktığımızda bir şeyi görüyoruz, bu kongre kesinlikle sırdan bir parti kongresi değil.
Başbakan Erdoğan’ın, kongre konuşmasına büyük şair Sezai Karakoç’un “Sürgün ülkeden başkentler başkentine” şiiriyle başlaması, aynı zamanda bir ‘medeniyet vurgusu’na işaret ediyor. Nitekim Erdoğan, Sultan Kılıçaslan’dan başlayarak Mevlana’ya, Fuzuli’ye, Akif’e, Necip Fazıl’a ve Sezai Karakoç’a kadar medeniyetimizin öncülerinin bizzat adlarını anarak, gençlere 2071 hedefini göstererek, gerçek anlamda büyük bir Türkiye’nin ipuçlarını verdi.
Dünyanın değişik coğrafyalarından devlet başkanları, başbakanlar, parti liderleri, eski başbakanlar, kanaat önderleri AK Parti kongresi için Ankara’daydı.
Türkiye’deki gönül verenler, muhalifler ve de dünyadaki önemli politika merkezleri AK Parti kongresinin sonuçlarıyla bir şekilde ilgileniyor. Çünkü, AK Parti’nin geleceği, aynı zamanda Türkiye’nin bölgesel ve küresel konumunu etkileyecek bir nitelik arzediyor.
4. büyük kongre ile birlikte bir kez daha gördük ki, asgari 15 yıllık periyotta Türkiye’nin yönetiminde ve siyasi geleceğinde Tayyip Erdoğan olacaktır. Ayrıca, millet teveccühü açısından da baktığımızda, kimse Tayyip Erdoğansız bir Türkiye düşünmüyor.
Çünkü, AK Parti’nin taraftarı ya da muhalifi hemen herkes, Edoğan’ın öncülüğünde elde edilen kazanımların bir şekilde korunmasını istiyor. Yani, kimse ‘istikrarın’ nimetlerinden mahrum kalmak istemiyor.
Mesela, Başbakan genel olarak konuşmasında ipuçlarını verdiği ve yine Başbakan tarafından hazırlanan ‘yeni hedefler’, demokratik anlamda öylesine önemli açılımlar içeriyor ki, adeta devrim niteliğinde.
Mesela, parti kapatmalarına son veriliyor. YSK, yeniden yapılandırılıyor. Anadilde savunma hakkı getiriliyor. Anadilde Kamu hizmetlerine erişim hakkı geliyor. Darbecilerin isimleri, kamu alanlarından siliniyor.
Bunlar, Türkiye’yi 2023’e götürecek demokratikleşme hedeflerinden sadece birkaçı. Yani, ‘büyük Türkiye’nin hedefi Tayyip Erdoğan’la çiziliyor.