DEVA Partisi Genel Başkanı Ali Babacan, Halk TV'de katıldığı programda, AK Parti üyeliği devam ederken Erdoğan'a karşı ikili oynadığını itiraf etti.
2018 yılında Abdullah Gül'ün, muhalefet partilerinin ortak adayı için sürdürülen görüşmelerin "tam da göbeğinde" olduğunu hem de sırıtarak ve bir marifetmiş gibi söyledi: "Görünür değildim ben, ama tam göbeğindeydim..."
Ali Babacan, AK Parti'den 2019'da ayrıldı. 2018'de AK Parti milletvekilidir ve Erdoğan'ın Cumhurbaşkanlığı adaylığı için imza verenlerin içindedir. Aynı günlerde muhalefetin adayı olarak Abdullah Gül'ün çıkarılması çabalarının da tam göbeğindedir.
Siyasette ikiyüzlülük, ikili oynama, yalan vaatte bulunma çok görülmüştür. Ancak Babacan'ınki ibretliktir. Sadece bu karakter zaafları yok. Bir de vefasızlık ötesi kalleşlik var.
2002–2015 yılları arasında 13 yıl Dışişleri ve Ekonomi Bakanlıkları yapmış birinden bahsediyoruz.
Sonra da Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın arkasından kuyu kazıyor...
Bir de partisinin adı DEVA... Sen kendi karakter zaaflarına deva bulamamışsın, millete mi deva olacaksın?
Soru şu, bunu niçin yapıyorsunuz?
Babacan gibi Davutoğlu, bildik isimler, bilhassa Abdullah Gül de böyle yaptı.
Sahi bu isimler Cumhurbaşkanı Erdoğan'dan neden ayrılıyorlar?
Ayrılmakla kalmayıp vefasızlıktan öte kalleşlik, arkadan hançerleme yoluna neden sapıyorlar?
Bunların ve bunları destekleyen saman çöpü gibi savrulmuş kalemlerin izahı şu: Ak Parti'nin ilk yılları çok iyiymiş, Türkiye çok iyi yönetiliyormuş ama sonradan Erdoğan tek adamlığa gitmiş, şimdi ülke yönetilemiyormuş, ekonomi çok kötüymüş, bunlar gibi devlet adamları da seyirci kalamazlarmış...
Biden da böyle diyor.
Hâlbuki FETÖ'nün 7 Şubat 2012 MİT krizinden itibaren, Gezi olaylarında, 17/25 Aralık emniyet/yangı darbesinde, MİT tırlarının durdurulması ihanetlerinde, bu isimlerin duruşlarında hep yamukluk vardı. Erdoğan'a tavır koyuşlarını şimdi daha iyi anlıyoruz. Hangi projelerin içinde yer aldıklarını şimdi çok daha net görüyoruz. Meğer bunlar bizden görünen ama gözlerini başka yerlere çevirmiş bir ekipmiş... Erdoğan'ı yalnızlaştırma operasyonuna, Erdoğansız AK Parti tezgâhına nasıl da göbekten çalışmışlar...
Bunlar asla başarılı olamazlar.
Bir defa bunlarda Erdoğan'a karşı bir hazımsızlık var. Erdoğan'la beraber olmuşlar ama içlerindeki hasedi, kıskançlığı yenememişler.
Erdoğan da bunları fark edince peyderpey trenden indirmiş, kapıyı göstermiş. Bunu acı çekerek, sabrederek, tahammül göstererek, belki vazgeçerler diye dişini sıkarak yaptığına şahidiz.
Bunlar asla başarılı olamazlar.
Çünkü Erdoğan ile aralarında kalibre farkı, karizma farkı, karakter farkı var.
Erdoğan lider, bunlar ise ikinci üçüncü adamlıktan öte geçemezler.
Erdoğan sahici, bunlar rol kesiyorlar. Erdoğan bir vatandaşın sofrasına oturduğunda aileden biri gibidir. Bunlar aynı sofralarda iğreti kalırlar. Erdoğan çalışkan, dur durak bilmiyor. Bunlar öyle mi?
Erdoğan sevilen bir insan. Kitleler onu içten seviyorlar. Bu sevgide yapmacıklık yok. Zorlama yok. Diğerlerinde var mı kitleler ile aralında böyle bir gönül bağı?
Erdoğan her badirede, her referandumda, her seçimde millete yaslandı. Bunların gözü ise hep başka merkezlerde, başka yerlerde oldu.
Erdoğan teşkilâtçı, kadronun önemini bilen ve kadro ile yürüyen bir lider. Diğerlerinin hiç birinde böyle bir vasıf, liyakat yok.
Erdoğan millete yaslandığı için cesur, kararlı. Bunlar ise zor zamanlarda hep sütre gerisindeler...
Erdoğan'ı terk etseler ne olur, terk etmeseler ne olur?