Bu yazının yazıldığı saatlerde, CHP’nin Cumhurbaşkanı adayı açıklanmamıştı.
Belki bugün de açıklanmayacak.
Geçen hafta Muharrem İnce’nin ismi çok konuşuldu.
Bu ismi Kılıçdaroğlu ittiriyor.
Kendisi aday olamıyor... Olursa kazanamayacak. Milletvekili olamayacak. Belki genel başkanlığı tehlikeye düşecek...
Muhtemelen, “Ben kaybedeceğime, Muharrem kaybetsin” diye düşünmüştür.
İnce kaybederse, genel başkanlık yarışında en ciddi rakibini ekarte etmiş olacak.
Geçenlerde genel başkanıyla “olağanüstü bir görüşme” gerçekleştiren ve aday yapılacağına “inandırılmış” Muharrem İnce’ye gelince...
Oldukça iddialı.
Kazanacağını düşünüyor.
Kazanamazsa, ikinci turda (seçimin ikinci tura kalacağına inanıyor) Erdoğan’ın karşısındaki adayı destekleyecekmiş. Bu aday Gül de olabilirmiş.
Demek ki, “Erdoğan ve Gül ikinci tura kalırsa, hiç tereddütsüz oyumu Erdoğan’a veririm” kararından vazgeçti, Fetullah Gülen’in sinesinde açan Gül’e dönüş yaptı.
Bravo ona...
İktidara geldiğinde (bu durumda “Cumhurbaşkanı olduğunda” dememiz gerekiyor), Muharrem İnce’nin yapacağı ilk icraat Yüce Divan’a otobüs seferleri düzenlemek olacak.
Bilumum iktidar temsilcilerini ve yandaş medyayı Anayasa Mahkemesi’nde yargılatacakmış...
Kendisi söylüyordu...
Hadi iktidar temsilcilerini anladık da, yandaş medyayı Yüce Divan’da nasıl yargılatacak?
Teknik olarak mümkün mü bu?
Biraz yasaları karıştırsa, “mevzuat” filan okusa, böyle düşüklükler sergilemeyecek.
İkinci icraatı da Beştepe Külliyesi’ni satışa çıkarmak olacakmış... Hürriyet gazetesinin ahlakça sükût etmiş yazarına böyle bir açıklama yapmıştı. Cumhurbaşkanı olursa, Çankaya’da oturacakmış.
Peki, “hat sanatı cahili” Özgür Özel ne diyor?
Bu arkadaş, biliyorsunuz, üç gün öncesine kadar “Abdullah Gül’ün adaylığına” yatıyordu. Mahalleden tepki gelince, “Bizim gündemimizde Gül yok” demeye başladı.
Gündemlerinde kim varmış?
Parti içinden (dışından da olabilir, “sufle”ye göre ayak değiştirecektir) bir aday çıkaracaklarmış.
Muharrem İnce’yi mi kastediyor?
Bence değil...
Çünkü çizdiği aday profili İnce’ye pek uymuyor...
Daha doğrusu, Özgür Özel’in çizdiği aday profilinin yanında Muharrem İnce biraz naif kalıyor.
Nasıl bir aday peki? Ve ne zaman açıklayacaklar?
Kendisi anlatsın: “Recep Tayyip Erdoğan'ın keyfine, dileğine, istediğine uygun bir zamanda değil, bizim tercihlerimize, istediğimize, doğrularımıza en uygun zamanda açıklayacağız adayımızı. Onu en çıldırtacak zamanda, en çıldırtacak şekilde, en çıldırtacak adayı çıkaracağız.”
Bu açıklamayı, tarafsız bir kişiye dinletseniz, “Bunlar hasta” der.
Evet, hasta...
Hem de kronik hasta...
Erdoğan’ı “en çıldırtacak” aday yerine, “en işe yarar, en çalışkan, en becerikli, en icracı, en dik duran” ve Türkiye’nin düşmanlarıyla iş tutmayacak doğru dürüst bir isim çıkarsanız olmaz mı?
Maksat Erdoğan’ı çıldırtmak mı, Cumhurbaşkanlığı seçimini kazanmak mı?
Erdoğan’ın çıldırmasını istiyorsanız ve ondan kurtulmak gibi bir motivasyona sahipseniz, vatandaşın gönül rahatlığıyla “evet” diyeceği bir aday bulacaksınız.
Öyle Fetullah Gülen’in sinesinde açan “Gül”lerle ve iktidara geldiğinde Yüce Divan’a otobüs seferleri düzenleyeceğini söyleyen düşük gradolu siyasetçilerle, hele “yalan”ı seriye bağlamış Kemal Kılıçdaroğlu gibilerle olmaz bu iş!