Sayfalar dolusu yazıyla verilmeye çalışılan mesajları bazen bir fotoğraf ya da karikatür çok etkili bir şekilde verebiliyor!
Semarkant'taki liderler fotoğrafı gibi.
Misafir olmasına rağmen ev sahibi gibi bir pozisyonda liderlere konuşan bir Başkan Erdoğan fotoğrafı yansıdı medyaya!
Başkan Erdoğan'ın küresel liderliğini anlatmak için sadece bu fotoğraf bile fazlasıyla yeterli.
Nitekim dünya o fotoğrafı konuşuyor.
Bu manzara Türkiye manzarasıdır ve bu ülke vatandaşının iftihar edeceği bir manzaradır!
Muhalif çevreler bundan da rahatsız oldular, liderlerin diktatör olduğunu falan yazdılar.
Tamam da Başkan Erdoğan batının en demokrat liderlerinin bulunduğu ortamda da aynı tavrı sergileyen bir lider değil mi?!
BM kürsüsünden 'dünya beşten büyüktür' diyebilen 'daha adil bir dünya kurulabilir' diyen, yeri gelince dokunulmaz kabul edilen şahsiyetlere bile ,'One minute' çekebilen bir lider değil mi!
Unutmayalım ki Başkan Erdoğan'ın uluslararası platformlarda verdiği bu fotoğraflar Türkiye'nin itibarını gösteren fotoğraflardır.
Bu fotoğrafa karşı çıkanlar Erdoğan'a değil Türkiye'ye karşı çıkmaktadırlar!
Başkan Erdoğan'ın takip ettiği kişilikli politika ile Türkiye'nin tarihi ve coğrafi stratejik konumu dünyaya çok net biçimde hissettirilmektedir!
Asya'nın en uzak batısında, Avrupa'nın en uzak doğusunda, tam anlamıyla köprü olan bir Türkiye ve bu köprüyü ustaca kullanan bir iktidar ve başkan var!
Bu politika doğu ile batı arasında yürütülen bağımsız ve dengeli bir politikadır.
Başkan Erdoğan liderliğindeki Türkiye ne doğuya ne batıya kapağı atmış bir ülke değil tam tersine hem doğu ile hem batı ile ilişkilerini dengeli biçimde sürdürmektedir.
Türkiye doğu ile batı arasında aracı bir ülke konumuna yükselmenin semeresini toplamaya başlayan bir ülke olmuştur!
Başkan Erdoğan liderliğindeki Türkiye, batının çifte standardına rağmen, verdiği hiçbir sözü tutmamasına rağmen batıdan kopmak istemiyor, tüm tahriklere rağmen devlet aklını hâkim kılan bir politika takip ediyor.
Evet batı Başkan Erdoğan liderliğindeki Türkiye'nin doğu bloku ile bağımsız ilişki kurmasını istemiyor. Hatta tehdit ediyor. Müeyyide uyguluyor!
Ama şunun da farkında ki onlar istemiyor diye boyun eğen bir Türkiye yok artık.
Ve bu şartlarda batı da Türkiye'ye muhtaç.
Tahıl koridorunu hatırlatmaya gerek var mı?
Rusya ile sadece Erdoğan'ın görüşebiliyor olmasından duyulan rahatsızlığı hatırlatmaya gerek var mı?
Evet kurulan yeni dünya düzeninde aktif rol oynayan bir Türkiye var artık!
Başkan Erdoğan liderliğindeki Türkiye'nin Şangay İşbirliği Örgütüyle yürüttüğü ilişki batıdan kopmak değil doğuya açılmak olarak okunmalıdır.
Başkan Erdoğan'ın son birkaç ayını şöyle seri şekilde göz önüne getirelim. Tahran Zirvesi'ne katılımı ve ABD'ye 'Suriye'den çekil' mesajı, Soçi buluşması peşinden tahıl koridoru için yoğun temaslar ve koridorun açılması, Ukrayna ziyareti, hemen peşinden Balkanlar oradan Semarkant ve oradan ABD BM toplantıları.
Ve atılan her adımda bölgesel ve küresel sorunların masaya yatırılması ve hemen hepsinde Türkiye'nin öne çıkıyor olması!
Türkiye istemeseler de nefret de etseler, doğunun da batının da umut kapısı olmuştur!
Bu başarı Başkan Erdoğan'ın başarısıdır!
Başkan Erdoğan bu performansıyla hangi Müslüman ülkede adaylığını koysa yüzde 90'a yakın bir oy oranıyla seçilecek desteğe sahiptir!
İşin garibi ise Başkan Erdoğan'ın en az Türkiye'de seviliyor olmasıdır!
Neden acaba?!