HDP’nin haddini bilmez Eşbaşkanı davamızın lideri Cumhurbaşkanımız Erdoğan için “yalnızsın ve yalnız kalmaya devam edeceksin!” biçiminde çirkin sözler sarf etmiş. Bu sözlerin bu günlerde zikredilmesinin ne kadar manidar olduğunu söylememe gerek yok.
Görünen o ki malum Eşbaşkan Cumhurbaşkanımız Erdoğan’ın kendi partisi ve hükümeti tarafından yalnız bırakılacağı üzerinden yanlış hesaplar yapıyor. O Eşbaşkan fırsatı ganimet bilmesin. Küçük aklıyla siyasi atraksiyonlar içine de girmesin. AK Parti’nin Erdoğan’a sırt çevireceği zehabına kapılıyorsa pek yakında o akıl sahipleriyle beraber nasıl yanıldıklarını görürler. O patolojik düzeyde Erdoğan düşmanı olan Eşbaşkan bilmiyorsa öğrensin: Erdoğan asla yalnız değildir. Hepimiz Erdoğan’ın arkasında dimdik duruyoruz. AK Parti’ye oy verenlerin Erdoğan’a bağlılıklarını hiç kimse sınamaya kalkışmasın. Dahası, Erdoğan bağlılarının sabrıyla oynamasın.
Erdoğan sadece cumhurbaşkanı değildir
Erdoğan sadece kendisine oy veren yüzde 52’nin değil, yeryüzündeki tüm mazlum halkların lideridir. Erdoğan cumhurun seçilmiş reisidir, yeni Türkiye’nin başkanıdır. Sadece Cumhurbaşkanı değil, her şeyden önce AK Parti davasının lideridir. AK Partili olan herkes Erdoğan’ı hem Cumhurbaşkanı, hem de davasının lideri olarak bilir. AK Parti demek Erdoğan demektir. Bunun “kişi kültü”yle hiçbir alakası yok.
Birilerinin “Tayyipçilik-Erdoğanizm” gibi seviyesiz laflar üzerinden liderimizi bizden koparmasına veya bizi liderimizle karşı karşıya getirmesine izin vermeyecek kadar çok şükür basiret sahibiyiz. Erdoğan’ı tasfiye edip AK Parti’yi ele geçirmek isteyenler boşuna heveslenmesinler. Hiç kimsenin Erdoğan’ı tasfiye etmeye gücü yetmeyecektir. Gezi sürecinden itibaren hangi iç ve dış güçlerin Erdoğan’ı doğrudan tasfiye etmeye yöneldiklerini biliyoruz. Bu operasyon kılık değiştirerek devam ediyor.
Onu şer odaklarına karşı cumhurbaşkanı olarak seçen aziz milletimiz herkese şu mesajı verdi “Ey Erdoğan sen bizim sağlam irademizin teminatı ve temsilcisisin. Sen millet davasının liderisin. Seni başımızda başkan olarak görmek istiyoruz. Yürütmenin başında da bir tek seni istiyoruz.”
Erdoğan’ın cumhurbaşkanlığı farklı
Erdoğan’ı hiç kimse parlamentonun seçtiği Cumhurbaşkanlarıyla mukayese etmesin. Ve cumhurun reisi olan Erdoğan’a ayar çekmeye çalışmasın. Ona adeta had bildirir tarzda konuşmasın. Ne aziz milletimiz, ne de AK Partililer bu tür üslup sahiplerine asla iyi gözle bakmaz. Erdoğan asla kendi elleriyle kurup büyüttüğü ve her seçimde başarıyla iktidara taşıdığı partisinin en ufak bir biçimde zarar görmesini istemez. Kendi kurduğu partinin hükümetine zinhar zarar verecek söz ve davranışlar içinde olmaz. Böyle bir şeyin iması bile Erdoğan’a yapılabilecek büyük bir haksızlıktır. Bu haksızlığa asla izin verilemez.
“Cumhurbaşkanı ayrı-Hükümet ayrı!” söylemi, o eski Türkiye’yi savunan muhalefet partilerinin söylemidir. Statükocu muhalefet partilerinin Cumhurbaşkanımıza bu söylem üzerinden çizmek istediği çerçeve hiçbir AK Partilinin savunabileceği bir çerçeve olamaz. Bu parti ve hükümet, davamızın liderine karşı korunacak bir başkasına ait mülk değildir.
Erdoğan üzerinden siyaset yapanlar
HDP Eşbaşkanı utanmadan yalan söylüyor, tezviratta bulunuyor. Güya Erdoğan çözüm sürecinden rahatsızlık duyuyormuş! Hadi ordan derler... Silahların bırakılmasını amaçlayan çözüm sürecinden asıl senin ve senin gibi Kürt Baasçılarının nasıl rahatsızlık duyduğunu bilmeyen mi var?
Ne kadar çözüm karşıtı kişi ve grup varsa hepsi senin etrafında. Erdoğan çözüm sürecinin asıl mimarıdır. Hiç kimsenin cesaret etmediği/edemediği dönemde bu süreci başlatmıştır ve bugün de bu sürecin arkasında dimdik durmaktadır. Ama bu süreci başlattığı için Erdoğan’a düşman olan herkes bugün senin arkanda duruyor ve senin sırtını sıvazlıyor. Seni Erdoğan’a karşı kullanmak istedikleri için... Kimin kullanılmaya müsait Kürdüne dönüştürüldüğünü gör de öyle konuş...
Çözüm süreci HDP’yi güçlendirme süreci midir?
Çözüm süreci HDP’nin/Kandil’in taleplerinin karşılandığı bir süreç değildir. HDP’yi AK Parti hükümeti eliyle güçlendirecek bir süreç de değildir. Hem HDP’yi güçlendirip hem de HDP’yi siyaseten yenme yarışına girmenin ne kadar çelişkili bir durum olduğuna dikkat çekmeye gerek var mı?
Cumhurbaşkanımızın süreçle ilgili uyarıları, doğru politikaların belirlenmesi açısından hayatî bir öneme sahiptir.
Sürecin AK Parti’nin elini zayıflatmayacak bir doğru zemine oturtulması bakımından bu uyarıların yerinde olduğuna inanıyorum.
Kandil’in silahları üzerinden haram oylar devşiren HDP, seçime sürecinde AK Parti hükümeti üzerinden kendi siyasal reklamını yaptırma yoluna gidiyorsa oturup düşünmek lazım elbette.
PKK silah bırakmaya yönelik somut adım atmadıkça, silah marifetiyle kazanım elde edildiği algısını oluşturacak adımların atılması bölgede ve metropollerde HDP’nin siyaseten elini güçlendirmeye yarar, İç Anadolu gibi yerlerde de MHP’nin elini...
Çözüm sürecinin siyaseti doğru belirlenmezse kaybettirir.
Erdoğan’ı yedirmeyiz
Erdoğan asla yalnız değildir. Erdoğan nerede ise hepimiz oradayız. Varsın o birileri “Tayyipçi-Erdoğancı” demeye devam etsinler. Vız gelir tırıs gider. Erdoğan’a had bildirmek kimsenin haddi değildir.
Erdoğan-Davutoğlu liderliğinin bir bütün olduğunu hiç kimse unutmasın ve parti içine fitne salacak söz ve davranışlardan da herkes kaçınsın.