Cumhur İttifakı Türk siyasi tarihinin en anlamlı mutabakat zeminlerinden biridir. Bu ittifak ne kadar değerliyse, ittifakı sağlayan iki liderin, yani Erdoğan ve Bahçeli’nin sergilediği siyasi duruş da o kadar değerlidir. AK Parti ve MHP’nin böyle bir işbirliği zemini oluşturması tarihe geçerken iki siyasi lider de oynadıkları tarihi rolle hep övgüyle yad edilecektir.
Cumhurbaşkanımız Erdoğan sergilediği liderlikle dünya çapında ve uluslararası siyasette marka isim haline gelmiştir. AK Parti gibi tarihi başarılara imza atan büyük bir siyasi hareket, büyük bir teşkilat, yüzde 50 oy oranlarını aşan büyük bir parti oluşturmak; siyasette yeni bir tarz, yol, kimlik meydana getirmek büyük bir iştir.
Erdoğan 1960’da başlayan darbe geleneğiyle oluşturulan vesayet düzenine son vermiş, ilk kez bir darbeyi önleyen lider olmuştur. Erdoğan’ın 15 Temmuz gecesi milleti sokağa döken iradesi çok değerli olduğu gibi, MHP lideri Bahçeli’nin Erdoğan’la birlikte büyük destek verdiği Yenikapı ruhu da çok değerlidir.
Erdoğan ve Bahçeli’nin Cumhur İttifakı ile geliştirdiği mutabakat anlayışı Türkiye’nin selameti için hayati derecede önem taşımıştır.
Bu ittifakla; sadece darbe kalkışmasının artçı sarsıntıları engellenmemiş, darbeci teşebbüslere karşı da siyasi sağlamlık sağlanmıştır. Darbeciler siyasetin etkisizleşmesini, darmadağınık olmasını, toplumsal güveni yitirmesini isterler. İşte bu ittifak ruhu bundan sonrasına yönelik siyaseti konsolide ederek daha muhkem hale getirmiştir.
Bu ittifakla, darbeci-vesayetçi anlayışı üreten sistem değiştirilmiş, Cumhurbaşkanlığı sisteminin getirdiği düzenle darbe sistematiği bozulmuştur.
Bu ittifakla, siyasi kutuplaşmadan sosyal olaylar üretmek, sokakları karıştırmak isteyenlerin hevesleri kursağında kalmıştır.
Cumhur İttifakı darbelerin de, sokak olaylarının da, ülkeyi karıştırmak isteyenlerin kirli oyunlarının da panzehiridir.
Erdoğan ve Bahçeli ‘devlet aklı olmadan devlet olmaz’ı göstermiş, siyasi akıl ve sağduyu ile yeni sistemin inşa sürecini tahkim etmiştir.
Bu anlayış sergilediği milli ve yerli duruşla, hikmet-i hükümet kavramını devletin varlığını sürdürmesi için her yolu mubah görmek değil, devletin ve demokrasinin varlığını sürdürmesi için gereken siyasi aklı sergilemek olarak görmek şekline çevirmiştir.
Erdoğan da, Bahçeli de devlet adamı özelliklerine sahip birer siyasetçi olduğunu en zor zamanda güçlü bir şekilde göstermiştir.
Günlük siyasi hesaplar, popülist veya konjonktürel faydalar ummak yerine ülke selametine odaklanan bu anlayışın sonucunda iki parti de siyaset zeminini güçlendirmiştir.
Bahçeli’nin kimilerince “eriyor, dağılıyor” denilen MHP’yi daha güçlü bir şekilde ayağa kaldırması önemli bir başarıdır.
İki genel başkanın liderlik özellikleri ileride uzun boylu analiz edilecek, tafsilatlı ele alınacaktır. Cumhur İttifakı’nın bugüne kadarki başarısı hem sergilenen siyasi anlayışla ilişkilidir, hem de iki başkanın siyasi liderlik özellikleriyle…
Zor zamanda sergiledikleri cesur ve dirayetli tavırlar ve siyasi duruşlar bir yana iki siyasi lider de sahici ve sempatik kişilikleriyle tebarüz etmektedir.
Kibar, sempatik, samimi, sevecen gibi nitelikler iki genel başkanın da sohbetlerine yönelik ortak tanımlamalardır.
Erdoğan da, Bahçeli de sevdi mi tam sevmekte, kızdı mı veya sevindi mi hissiyatını samimi şekilde dışarıya yansıtmaktadır.
Erdoğan da, Bahçeli de teşkilatı ve tabanı üzerinde ciddi bir etki gücüne sahiptir.
Erdoğan da, Bahçeli de dayatmalara karşı eyvallah etmeyen bir kararlılıktadır.
Erdoğan ve Bahçeli’nin hem partileri için hem de ülkenin içinden geçtiği süreçte ihtiyaç hissedilen siyasi mutabakatı sağlamak için büyük bir şans olduğu söylenebilir.