KÜLLERİNDEN DOĞAN ZÜMRÜDÜ ANKA: Hem 2002’den beri her sandıktan en fazla umut veren, itimat edilen parti olarak çıkmayı hem de 16 yılın sonunda kendini ve ufkunu yenilemiş bir parti olmayı başardığı için AK Parti en zinde parti.
Tayyip Erdoğan adaylar arasında –tüm zamanlarda- en favori aday. Türkiye’yi dönüştürme gücü, ikna becerisi, samimiyeti, projecilik, akılcılık, halkla duygudaşlık, özverili çalışma ve hatalarını kabul edip izale etme çabası en büyük artıları.
Handikapı “hep kazanan” olmanın bir rutine dönüşmesi. Anketlere göre en yakın rakibinin iki katı oyu var ama çıtayı kendi eliyle yüzde 50 + 1’e çıkardığı için kritik eşikte sayılır.
Rakiplerinden sadece Muharrem İnce’yi muhatap aldı. O da eleştirmek ve dalga geçmek için. En çok da genel başkanlığa adayken Kılıçdaroğlu’nun yetersizliğini vurgulamak için söylediği o meşhur vurgusuyla eğlendi Erdoğan. Hani “çıkmışsın yenmiş seni, çıkmışsın yenmiş, sonra bir daha yenmiş…” diye sürdürdüğü o şeddeli eleştirisiyle.
AK Parti’nin seçim stratejisi ilk haftalarda rakiplerin kendilerini göstermesine izin vermek üzerineydi. Aslında yorulmalarına ve hata yapmalarına izin verildi. Nitekim öyle oldu. İlk haftalarda estirilen esinti söndü ya da pörsüdü. Afaki vaatler, proje yoksunluğu, yapım değil yıkım konuşmaları, ekip fotoğrafı verememeleri, Türkiye’nin terörle mücadelesini küçümsemeleri ve beyan edememeleri Erdoğan’ın ve AK Parti’nin hanesine yazıldı. AK Parti ve lideri ise her bir kalemde zaten tescilli.
Erdoğan bu son haftayı yeni projeleri, yeni sistemi, yeni çözümleri anlatarak geçirecek. Polemiklere girmeyecek. “Yaparsa yine AK Parti yapar, Erdoğan yapar” ile “Vakit Türkiye Vakti” sloganları bu hafta pekişecek, Zümrüdü Anka temasıyla işlenen “küllerinden doğan Türkiye” imgesi seçmene güçlü ve aydınlık geleceğin AK Parti ile geleceğini haber verecek.
***
İNCE PEK ÇABUK DAĞILDI: CHP Muharrem İnce’nin zoraki de olsa aday gösterilmesiyle beklenmeyen bir hareketlenme yaşadı. İnce iktidara hasret, umutsuz, 2013 Gezi’den beri depresyon yaşayan çevrelere iyi geldi. Partinin üzerindeki ölü toprağı silkelendi. Lakin bu durum CHP’yi umut, İnce’yi favori kılmaya yetmedi.
İnce’nin FETÖ’nün iadesiyle ilgili iddiası, Afrin Komutanının apoletlerini sökeceğini söylemesi bir çuval inciri berbat etmesi demekti. Mevzulara hakim olmaması, çark konusunda Kılıçdaroğlu’nu aratmaması, sokak siyasetine hakim olsa da devlet yönetecek ciddiyetten ve müktesebattan yoksun oluşu son düzlükte ayan oldu.
Kılıçdaroğlu ile aralarındaki rekabetin 24 Haziran akşamı alev alacak olması, seçim kazansa Hükümeti kimlerle nasıl kuracağının bilinmemesi, seçim vaadi olan parlamenter sisteme geçişle ilgili kendisinin, partisinin ve ittifak bloğunun hiçbir hazırlığının olmaması en büyük eksiklikleri.
***
AKŞENER AKLANMADAN AYIKLANDI: Türkiye’ye operasyon çeken uluslararası medyanın favori adayı Meral Akşener kendinden beklenen performansı gösteremedi. Cumhur İttifakının sağladığı yüz bin imzayla aday olmasına rağmen onları ve yeni sistemi kötülemesi en büyük çelişkisi.
Adaylar arasında meydanlara ilk inen olmasına ve ta 90’lardan gelmesine rağmen akılda kalan bir vaadi ya da sloganı yok. İnce ile aynı kulvarda yarışıyor, birbirlerinden oy devşiriyorlar. Ortaklaştıkları en belirgin nokta, Suriyeli düşmanlığıyla seçim kazanacaklarını sanmaları. En karanlık noktası ise; Yardımcısı Koray Aydın’ın 16 Mayıs 2016’da söylediği “Cemaatin (FETÖ) Akşener’i desteklediği kesindir. Miting ve organizasyonlarını Gülenciler tertip ediyor” sözlerine hala açıklık getirmemiş olması.
Demirtaş’ı dün yazmıştım. Geçirdiği başkalaşımla Karamollaoğlu da bir paragrafı hak ediyor ama yazık ki yerim kalmadı.