Şaban Dişli’nin AK Parti Genel Merkez’de Ekonomiden sorumlu başdanışman olarak görevlendirilmesiyle başlayan tartışma büyüyecek gibi görünüyor.. Tartışmaya neden olan ana konu ise, Dişli’nin kardeşi, darbeci general Mehmet Dişli’nin 15 Temmuz’daki rolü.. Şaban Dişli’nin yeniden genel merkezde görev almasıyla birlikte AK Parti siyasetini yakından takip eden bazı çevreler, bu görevlendirmenin FETÖ ile mücadeleye zarar vereceğini iddia ediyor.. Oysa bilakis ben bu tasarrufun, özellikle ailesinin ilişkileri, bağlantıları nedeniyle kamuda, özel sektörde sistem dışına itilen pek çok mağdur için umut olduğunu düşünenlerdenim.. 15 Temmuz’dan bu yana ben de defalarca dile getirdim.. Mehmet Dişli bu kadar bu yapının göbeğindeyken, Şaban Dişli’ye de yakından bakılması gerektiğini ilk söyleyenlerden biriyim.. Üzerinden bir seneden fazla vakit geçti.. Her türlü tahkikat yapılmış, her yönden durum değerlendirilmiş olmalı.. Hâlâ daha Şaban Dişli, bizzat Cumhurbaşkanı’nın talimatıyla AK Parti genel merkezde görev alıyorsa, kaygılarımız boşuna demektir.. Anlaşılıyor ki, Erdoğan, Şaban Dişli konusunda ikna olmuş durumda.. Bu saatten sonra bu görevlendirmeyle ilgili her söz, dolaylı olarak Erdoğan’ın yanlış bir karar verdiği anlamı taşır.. O zaman kimse karnından konuşmasın.. Ne söyleyecekse herkes açıkça söylesin.. Şaban Dişli’ye de yeni görevi hayırlı olsun..
Erdoğan’la 10 günde bir
Fransa Cumhurbaşkanı Macron, Le Point dergisine verdiği bir mülakatta, dünya liderleriyle sık sık görüşmeler yapmak durumunda olmasını, kastı aşan bir örnekle detaylandırmış.. “.. Erdoğan’la 10 günde bir konuşması gereken benim..” demiş.. Elbette Fransa medyasında biri Macron’un en son Erdoğan’ı neden aradığını soracaktır.. Ben söyleyeyim.. Üzerinde PKK’ya teslim edilecek silahlar listesi çıkan bir teröristin Fransa’ya iade edilmesi için aradı Erdoğan’ı.. Hem de iki kez üst üste.. Laup Jean Rene Bureau… “Terör örgütüne yardım ve yataklık”tan tutuklu.. Zaten haddini aşarak siyaset kurumunun yargı üzerinde baskı kurmasını teklif eden lüzumsuz aramalar Sayın Macron’un aramaları.. Bence bir daha aramazsa isabet olur.. Zira bir yararı da olmadığı gibi, gereksiz yere enerji kaybı..
Şeşenler bir araya gelsin
Geçen ay İlhan Şeşen’in ‘İstanbullu Şarkılar’ albümünü alıp,‘dinlenmeyecekler’ klasörüne kaydetmiştim.. Bu hafta da Grup Gündoğarken’in, ‘Özlemişim’ albümü aynı klasördeki yerini aldı..
Her iki albüm de, sound olarak ‘Bir yaz daha bitiyor’, ‘hayallerimi bırak’, sarmaş dolaş kollarımda’, ‘yol aldım sevdalardan’, ’Ankara’dan abim geldi’ gibi klasikleşmiş Gündoğarken şarkılarını özleyenleri hayal kırıklığına uğratmış durumda.. Ne İlhan Şeşen’in solo albümünde ne de Şeşen biraderlerin ‘Özlemişim’ albümünde o lezzet var.. Arada bir Gökhan Şeşen mandoline ses vermese, Gündoğarken dinlediğime inanamayacağım hatta.. O kadar.. Gündoğarken ’amca’sız olmuyor.. Amca da kusura bakmasın, ’Gündoğarken’ olmadan olmuyor..
Kim daha güzel söylüyor
Grup Gündoğarken albümünü aldığımda aklıma eski şarkıları geldi yeniden.
Kuşkusuz kendi şarkılarını en güzel kendileri söylüyorlar. Fakat bazı şarkıları başka seslerden de dinlemek büyük keyifti.. Benim Gündoğarken Cover List’im şudur;
1) Hayallerimi Bırak - Neco
2) Tek Başına - Ferdi Özbeğen
3) Aşık Oluyorum Eyvah - Nükhet Duru
4) Ellerimde Çiçekler - Bülent Ersoy
5) Rüzgar - Leman Sam