Başlığa sığmayacağı için yeniden yazıyorum; Sayın Cumhurbaşkanımız Erdoğan BM kürsüsünden tüm dünya milletlerine en net mesajı verdi; silahlı-ekonomik-finansal-siyasal-sosyal hiçbir vesayet kabul edilemez, insanlık hakettiği onuru ile yaşam gereğine mutlaka kavuşacaktır...
Sevgili dostlarım, evet MESAJI AÇIK VE NET OLAN SADECE TÜRKİYE ADINA DEĞİL, EZİLMEYE ÇALIŞILAN BÜTÜN ÜLKELER VE MİLLETLER ADINA SİSTEMİ SORGULAYIP, MASAYA YUMRUĞU VURAN TEK KONUŞMAYDI...
BU MESAJDAN TÜRKİYE’YE DÖNELİM VE ÇIKARIMI YAPALIM; Türkiye’de, 1800’lerin başından bugüne bu toprakları kontrol altına alan, Sayın Erdoğan’ın başlattığı karşı dalga ile beli kırılan, “Fiziki-Siyasal-EKONOMİK-FİNANSAL” VESAYET BİTİYOR...
Nasıl mı?
Özellikle 2008 sonrası hayata geçen bazı detayları hatırlatalım;
1- 1854’te başlayan yurtdışı borçlanmanın ve vesayet altına alınan Türk Hazine sisteminin 2008’de “IMF’nin dışarı çıkarılmasıyla” millileşme yoluna girmesi...
2- ABD-İsrail-Almanya üçgeninde boğulan Milli İstihbarat refleksimizin kurtarılarak milli gerçeklere göre işler hale getirilmesi...
3- Savunma endüstrisinde DEVRİM yapılarak, başta F-16 yazılımları olmak üzere, tank-uçak dahil olmak üzere yerli üretimin başlaması... 5-G dahil her türlü ihtiyacımızı yerli malzeme ile karşılayacak şirketlerimizin ortaya çıkması...
4- Füze savunma sistemlerinde “kalıpların” dışına çıkılarak, yerli fırlatma imkanları dahil her adımın YERLİLEŞTİRİLMESİ...
5- Ulaşım Devrimi ile “montaj-karayolu” vesayetinin kırılması ve demiryolu devriminin yaygınlaşması...
6- Rusya, Avrasya, Orta Doğu ve Afrika’da “Türkiye’nin kendi politikasını” uygulamaya başlaması...
7- Balkanların ayağa kaldırılması ve “Rumeli Sancağı” gerçeğinin hayata geçmesi. Sayın Erdoğan’ın “Kosova Türkiye’dir, Türkiye Kosova’dır” referansını tanımlaması ve arkasından değişen BALKAN gerçeği...
8- AB ve Gümrük Birliği tıkanıklığına karşı “Şangay ve Avrasya Gümrük Birliği” sorgulamaları ve Rusya ile vize duvarlarının yıkılması... Çin ile tarihi ticari adımların atılması. Dünyanın en büyük bankası olan Çin bankasının Türkiye’ye gelmesi... DOĞU’NUN VE TÜRKİYE’NİN “FİNANSAL KUŞATILMIŞLIĞININ” bitme yoluna girmesi...
9- İçerideki FİNANSAL VESAYET ve OLİGARŞİK BÜROKRASİ’ye karşı atılan net adımlar...
10- Amerika ve Rusya’nın, uzun bir süredir devam eden ilişkiler kapsamında, ÜST DÜZEY ziyaretler ile Türkiye ile yeni bir ilişki tanımlama yoluna girmeleri... Çin’den Japonya’ya Türkiye’ye yeni bir ilgi dalgasının ortaya çıkması...
11- MB başta olmak üzere finansal vesayete bilerek-bilmeyerek yol açma yoluna giren kurumlar için yeni paradigmaların tanımlanması... KURUMLARIN MİLLİLEŞMESİ...
12- Kurumların ÖZGÜRLEŞTİRİLEREK, yerel-küresel oligarşik yapıların baskılarından arındırılması...
13- Piyasaları yıllardır manipüle eden yabancı uzantısı YERLİ OLİGARK takımının güç kaybetmesi...
14- Doğu-Batı Sermaye Dengesi’nin sağlanması... SÖMÜREN sermaye’nin yerini ÜRETEN sermaye’ye bırakması...
Sonuç 1: Kendim, çocuğum, torunum adına çok daha umutluyum. Bu topraklar 1830’lardan sonra içine düştüğü “batı hayranlığı-batı sömürüsü” ve içeride 1930’lar sonrası” BATI sahipliğinde oluşan montaj burjuvazisi ve uzantıları” tarafından kurulan “finansal vesayet” döngüsünden kurtulmak, kendi geleceğini çizmek için yola çıkmış durumda! Bundan sonrası oluşacak BİLİNÇ ile çok daha hızlı ve kolay olacak.
Sonuç 2: Türkiye uyanıyor, ayağa kalkıyor... Özümüze, yapay yollarla, zorla YERLEŞTİRİLEN PARADİGMA Sayın Erdoğan liderliğinde kırılıyor. Bu yeni bir BAŞLANGIÇ ve Türk Halkının da bu YENİ ALGILAMAYA göre zihnini “şartlanmalardan” kurtararak ileriye bakmayı denemesi, sınırları zorlaması gerekli... BAĞIMSIZLIK SADECE KONUŞULMAZ YAŞANIR...
Önemli not 1: Bu yazıyı yazmamdan birkaç saat önce Başbakanlık Yatırım Ajansı liderliğinde düzenlenen “Yatırımcılar ile biraraya gelme” toplantısındaydık. Sayın Cumhurbaşkanımız tarihe not düşerek önemli açıklamalar yaptı, adeta YENİ BİR YATIRIM DOKTRİNİ ortaya koydu. Ajans Başkanı Arda Ermut ve ekibinin performansı etkileyiciydi. Bu noktada diyeceksiniz ki; kardeşim sizin gözünüzde herşey mi “çok iyi”. Ben ne doğru biliyorsam söylerim; daha iyi olması gerekenler de var. Çok başarılı olan Zeybekçi’nin müthiş küresel performansı ve bazı üyelerinin çabalarına rağmen DEİK’in, Başbakanlık Ajansı ile aynı başarıyı sağladığını söylemek zor. Lider’in ve diğer kurumların ahengine uyamayan yapılarda acil “neşter” ve “kan değişimi” Türkiye adına şart. Her alanda “taşıyacağımız” değil, Türkiye’yi “ileri taşıyacak” isimlere ihtiyacımız var...
Önemli not 2: Enerji bakanımız Berat Albayrak’ın “yatırım zirvesi” konuşmasının “yabancı yatırımcılar” üstünde çok büyük etki bıraktığını gözlemledim. İnternetten videosunu bulabilirseniz mutlaka izleyin.