Cumhurbaşkanı Erdoğan dün MHP Genel Başkanı Bahçeli ile görüştü.
Aynı saatlerde de Dışişleri Bakanı Çavuşoğlu, Hazine ve Maliye Bakanı Albayrak, MİT Başkanı Hakan Fidan ve Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü İbrahim Kalın, Libya'nın başkenti Trablus'ta Libya Başbakanı Fayiz es-Serrac ile görüştü.
İçerde ve dışarıda o kadar çok gaile, dört bir taraftan öylesine saldırılar var ki, Erdoğan ve Bahçeli, sadece çay içmek, sohbet etmek için biraya gelse bile milletimiz için bu bir moral kaynağıdır.
Milletimizin çoğunluğu, vicdan ve insaf sahipleri şunu görüyor:
Bugün ne kadar din, devlet, vatan ve millet düşmanı varsa AK Parti-MHP düşmanlığının arkasında toplanmıştır.
Siyaseten muhalefet etme adına bu şer ittifakının yanında boy gösterenler, kendileri için zül olan bu gerçeğin elbet farkındalar.
Mesela İyi Parti ve Saadet Partisi, PKK’nın siyasî kolu HDP ile yan yana durmayı içlerine sindirebilirler mi?
Sindiremezler.
Değilse, İYİ Parti Genel Başkanı, “HDP, PKK’nın devamıdır…” der mi? Parti sözcü Ağıralioğlu, CHP İstanbul Milletvekili Kaboğlu için, "Sultanahmet'i müze yapmak iradesini beyan etmek, bunu ifade eden insanı müzelik yapar…” der mi?
Milletçe artık şu yalın gerçeğin farkındayız:
Ne kadar din, devlet, vatan ve millet düşmanı varsa, inancımıza, değerlerimize olan düşmanlıklarını, Erdoğan kin ve nefretinin arkasına gizliyorlar.
Erdoğan kin ve nefretlerinin temelinde, büyük devlet olma azmimize, inancımıza, vatanımızın bütünlüğüne, tek bayrak altında yaşama irademize olan itirazları var.
Biz, “Türk-Kürt kardeştir. Erdoğan, Kürt vatandaşlarımızın büyük çoğunluğunun yürekten sevdiği liderdir” dedikçe, şer ittifakından, “HDP, Kürtlerin partisidir” yalanı dolaşıma sokuluyor.
Biz, “Sünni-Alevi ayrımı birliğimizi parçalamak için yapılıyor. Aynı Allah’a, aynı Peygambere inanıyoruz” dedikçe, dışarıdan/içeriden birileri, karanlık elleriyle provokasyonlar yapıyor. “Alevilerin evleri işaretleniyor, Erdoğan’dan cesaret alıyorlar…” kalleşliğine soyunuyorlar.
Biz, “kimsenin yaşam tarzına karışan yok” dedikçe, mütedeyyin insanların üzerine saldırılar başlıyor, 28 Şubat kumpasları devreye giriyor. Yine Erdoğan düşmanlığının arkasına saklanıyorlar: “Sen Ayasofya’yı ibadete açmaya kalkarsan, toplumu bölersin elbet… Dünyayı da karşımıza alırız elbet…” diyorlar…
Biz “15 Temmuz, FETÖ hain darbe girişimidir” dedikçe, başta Kılıçdaroğlu, “ O, kontrollü darbeydi/tiyatroydu, asıl darbe 20 Temmuz’da oldu” yaftasına sarılıyorlar…
Cumhur İttifakı, 15 Temmuz diriliş ruhu ile mayalandı.
Türkiye, Cumhur İttifakı ile daha güçlü olacaktır. Bölgesinin lider ülkesi olacaktır. Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemine saldırıların asıl sebebi de budur.
Fitne odakları; “AK Parti, kendini MHP’ye mahkûm hale getirdi… Doğu Perinçek’e bile sarılır oldular… Erdoğan iyice tek adam oldu… AK Parti son anketlerde yüzde 30’a düştü” yalanlarının, kirli propagandalarının, çirkefliklerinin hepsinin hedefi, Cumhur İttifakı bünyesinde gedik açmaktır…
Erdoğan-Bahçeli görüşmesi ile Cumhur İttifakı'nı daha da güçlendirmek adına kararlılık sergilenmiştir.
Dört yıldır her türlü fitne, iftira, yalan ve tahrikle yürütülen algı operasyonlarına rağmen Cumhur İttifakı, Türkiye'nin, Türk milletinin bekasına sahip çıkarak dimdik ayaktadır, Allah’ın izniyle ayakta kalmaya devam edecektir.