BM’deki Kudüs oylamasının sonucunu bir arkadaş “Erdoğan 128, Trump 9” şeklinde özetlemiş. Oldukça anlamlı bir tespit.
Evet bu sonuç güçlü ile haklının, insanlık vicdanındaki tezahürüdür.
Erdoğan’ın elindeTrump’ın imkanları yok ama onu Trump’tan daha güçlü kılan inancı, haklılığı ve cesareti var.
***
Tamam, BM kararının yaptırım gücü yok ama vicdanlara kazıdığı unutulmaz bir ders var.
Ayrıca hem Erdoğan’ı hem de Trump’ı etkileyecek siyasi sonucu söz konusu.
Erdoğanhem Türkiye iç siyasetinde hem de uluslararası camiada özellikle de İslam dünyasındaki desteğine destek katmıştır.
Trump ise dünyaya rezil olduğu gibi ABD iç siyasetinde de seviye kaybetmiştir.
Trump’ın tehditleri işe yaramamış, paranın bile lideri olamamıştır ama Erdoğan, insanlığın ve vicdanların lideri olmuştur.
***
Sonuç ters çıksaydı.
Yani ret oyu kabul oyundan fazla olsaydı, Erdoğan’ın içerideki ve dışarıdaki muhaliflerine gün doğacaktı.
İçerideki İsrail dostu çevreler daha sonuç ortaya çıkmadan 28 Şubat zihniyetini yansıtan manşetlerle saldırıya başlamıştı.
Bir sınıfta namaz kılan öğrencileri, cinayet işlemişler gibi suçlayarak, Erdoğan’ı tıpkı Erbakan gibi hedefe koymuşlardı.
***
BM kararı, 28 Şubat zihniyetini hortlatmaya çalışan çevrelere de unutamayacakları bir ders olmuştur.
Erdoğan’ın, Filistin’le dostluğu pekiştirmek için İsrail’e ve ağababası ABD’ye verdiği bu unutamayacakları dersten, ‘İsrail ile dostluğu pekiştirmek için 28 Şubat sürecini başlatan’ zihniyet de nasibini almıştır.
Şimdi de 28 Şubat sanıkları hakkında mağdur edebiyatı yapmaya başladılar.
***
Namaz kılıyor diye hanımı veya annesi başörtülü diye muvazzafları ordudan atıp sivil hayatta bile iş bulmalarını engellerken oluşturduklarımağduriyetlerin ve hak ihlallerinin hesabı sorulmalıdır.
Kamuda çalışanlara uyguladıkları akıl almaz baskılarla binlerce insanı mağdur edenler cezasız kalmamalıdır.
Binlerce genç kız başörtüsü yüzünden okulunu bırakmak ya da yurt dışına çıkmak zorunda kalmışken -FETÖ, her haramı mübah kıldığı ve başörtüsünü de furuat gördüğü için mensupları mağdur olmamışlardır- hâlâ 28 Şubat zihniyetini savunmak baskıcı zihniyetin devam ettiğini gösterir.
***
Tabii ki adalet istiyoruz. Suçlular yargılanmalı ve adalet yerini bulmalıdır.
Ama Ergenekon davasındaki FETÖ kumpasını bahane edip 28 Şubat sürecinin sorumlularını da toptan beraat ettirme kurnazlığına karşı da dikkatli olunmalıdır.
Evet, FETÖ amacına ulaşmak için bazı masumları da Ergenekon bahanesiyle suçlularla birlikte yargılayarak bir kumpas kurmuş, kumpas olduğu anlaşılınca da herkese toptan beraat kararı verilmiştir.
Oysa toplum hepsinin masum olduğundan emin değildir!
Hâlâ namazı suç unsuru olarak gören zihniyet, 28 Şubat davasını da benzer şekilde istismar etmeye çalışmaktadır.
Yargı bu oyuna gelmemelidir!
***
BM’deki hezimetten sonraErdoğan’dan intikam almak için İsrail’in uyuyan hücrelerini uyandırması ve içimizdeki yandaşlarını değişik yöntemlerle devreye sokması sürpriz olmayacaktır
2019 seçimlerinekadar türlü entrikalarla karşı karşıya kalabiliriz.
Dolayısıyla 28 Şubat sürecinin askeri sorumluları yargılanırken başta beşli çete olmak üzere sivil sorumluları da yargılanmalıdır.
Yabancı odaklara hizmet eden hainler mutlaka cezalandırılmalıdır ki niyeti bozuk olanlar kendilerine çeki düzen versinler.