Ak Parti’nin 350 sayfalık Seçim Beyannamesi’nin özeti 100 maddede toplanmış.
Adına da “Yeni Türkiye Sözleşmesi” denmiş.
Yeni Türkiye Sözleşmesi Başbakan Ahmet Davutoğlu tarafından dün aday tanıtım toplantısında okundu.
Açıkçası o toplantının benim için önemi, Davutoğlu’nun dilinden duyduğum, “Ak Parti bir erdemliler hareketidir” cümlesinden ibaret..!
Bu cümlenin gereğini yerine getirdiği sürece Ak Parti kadroları desteği hak ediyor.
Erdem yani ahlak, aynı zamanda “vefa” ve “onur” ile bir anlam kazanabilir.
Bu nedenle, Davutoğlu’nun okuduğu Yeni Türkiye Sözleşmesi’nde “insan onuru” merkezli yeni bir “devlet inşası”ndan da söz edildiğini gördük.
Vefa mevzuuna gelirsek...
Burada “köklere”, “devamlılığa” işaret eden cümleler dikkatimi çekti.
“Yeni Türkiye” kavramı 100 madde ile “ete kemiğe” bürünmüş...
Ve karşımıza “Yeni Türkiye Sözleşmesi” olarak çıkmış.
Bu sözleşmenin kamuoyu tarafından merakla beklenen “Başkanlık Sistemi” tartışmalarıyla ilgili bölümü elbette benim de dikkatimi çekti.
17 maddede Başkanlık Sistemi
Genel çerçeveler çizildikten sonra...
“Yeni Anayasa” bağlamında 100 maddelik sözleşmenin 43’üncü maddesi ile “Başkanlık Sistemi”ne giriş yapılıyor:
“Nihai hedefimiz evrensel ölçekte çoğulcu, eşitlikçi ve katılımcı demokrasiyi hayatın bütün alanlarında yaşanır kılmaktır” cümlesi Yeni Türkiye’nin tanımı niteliğinde.
Sonraki maddeler “Başkanlık Sistemi”nin nasıl bir yasal ve anayasal zemine oturacağının çerçevesini çiziyor.
Nihayetinde, 60’ıncı madde ile çerçeve şekillenmiş oluyor:
“Her ne surette olursa olsun yürütme erki de yasama ve yargı erki gibi anayasal denetime açık olacaktır” ifadesi...
“İthal” mi, “Türk tipi” mi, “Amerikan modeli” mi tartışmalarına, “anayasal denetime açık olacak” çıkışıyla “demokratik olacak” karşılığı veriliyor!
100 maddelik Yeni Türkiye Sözleşmesi’nin 17 maddesi bana göre doğrudan “Başkanlık Sistemi”nin çerçevesini çizen maddelerden oluşuyor.
Bu 17 maddenin tamamına baktığımızda:
“Tek parlamento”nun olacağını...
“Yetki karmaşası”nın önüne geçileceğini...
“Denetim”in üst seviyede olacağını...
“Erkler arası ayrım”ın daha netleşeceğini; diğer erklerin millet iradesi olan parlamentonun üzerinde bir vesayet oluşturamayacağını görüyorum.
Nihayetinde, Ak Parti Seçim Beyannamesi ya da 100 maddelik özetiyle Yeni Türkiye Sözleşmesi’nin bize, daha “demokratik” daha “katılımcı”, daha “insan onuru merkezli” bir Türkiye vaat ettiğini söyleyebiliriz.
“Başkanlık Sistemi Seçim Beyannamesi’nde baskın bir şekilde yer almayacak” diyenler de...
“Başkanlık Sistemi bu seçimde Ak Parti’nin en öncelikli meselesi olacak” diyenler de metni gördüğünde tam haklı çıkmamış oldu..!
Vasatın korunmak istendiğini düşünüyorum.
Lakin “Erdemlilik hareketi olan Ak Parti”nin bu vasat üzerinden inşa etmeye çalıştığı Yeni Türkiye’nin mutlaka “Yeni bir Sistem” ile yoluna devam etmesi gerektiğini düşünüyorum.
Siz ne dersiniz?