Galatasaray, kulüp olarak çok çalkantılı bir dönemden geçiyor. Başkan ve yönetimin istifasıyla yeniden seçime giden Sarı-Kırmızılılar'da, futbol takımının etkilenmemesi beklenemez. Nitekim, maçın ilk yarısında Galatasaray'ın etkisiz hatta adam sendeci oyunu, herkesi bu yönde düşünmeye yöneltti. Ama gerçekten Prandelli takımla gene oynamıştı. Başarısız denemesinden vazgeçmiş, Melo'yu eski yerine çekmiş, sol açığa Yasin'i almış ve Galatasaray'ı bal yapmayan arıya dönüştürmüştü. Yasin'i nerden buldu, niye oynattı bunun cevabını bulmak çok zor.
Galatasaray ikinci yarıda biraz toparlandı ve Kayseri Erciyes'in duran toplardan gol yeme zaafından iyi yararlandı. Biri kornerden biri de duran toptan olmak üzere Burak'ın kafasından ve Sneijder'in ayağından iki gol buldu. Dakikalar ilerledikçe, Kayseri ekibinin gardı iyice düşmeye başladı. Galatasaray'ın farkı arttırması içten bile değildi. Ancak özellikle Selçuk'un etkisiz ve güçsüz oyunu skorun artmasını engelledi. Bu arada maçın 80. dakikasında Galatasaray öyle bir gol yedi ki, şampiyonluğa oynayan Avrupa'da ülkenin bayrağını dalgalandıran bir takıma hiç ama hiç yakışmadı. Top 18'de ayaktan ayağa dolaştıktan sonra Galatasaray gol yedi. Bu da Kayseri Erciyes'e güç getirdi. Bu arada Hamit, bu takımın niye olmazsa olmaz olduğunu kanıtladı.
Galatasaray, Chedjou, Semih ve Muslera dışında eski maçlarına oranla değişik bir futbol oynamadı. Chedjou, gerçekten de Galatasaray'ın vazgeçilmezi. Tek başına savunmayı ayakta tutuyor. Galatasaray'ın defansında Telles, hücum yanı olan ancak savunma yanı zayıf olan biri. Bu futbolcu sol bek olarak niye alındı? Tarık ve Olcan'a biraz süre tanımak şart. Sürekli oynarlarsa, yararlı olacaklar. Galatasaray, altın değerinde 3 puanı kaptı.