CHP kazanı fokur fokur... Görünen, gündeme taşınan üç ayrı sorun alanı var halihazırda. Her biri ayrı dosyalar olsa da birbiriyle yakından ilgililer.
İlki, terör iltisaklı CHP'lilerin oluşturduğu meşruiyet sorunu, denilebilir. Partiyi de aşan bir güvenlik sorunu bu aynı zamanda.
İMAMOĞLU'NUN TURPLARA İLGİSİ NEDEN AZALDI?
Kaynağı, FETÖ kaset operasyonuyla CHP'ye genel başkan yapılan Kemal Kılıçdaroğlu'dur. Süreç Kılıçdaroğlu'nun "CHP'yi toplumun farklı kesimleriyle buluşturma" gerekçesiyle HDP'nin kuyruğuna takmasıyla başlamıştır.
Özgür Özel de bu yanlışı aynen devraldığı ve sorgulamadan devam ettirdiği için suçlu/kusurludur.
"Kent uzlaşısı" denilen pazarlık karşılığında DEM'in önerdiği isimleri belediye başkanı, belediye başkan yardımcısı ve belediye meclis üyesi yaptılar.
Bu sayede CHP halk nezdinde "siyaseten" biten HDP/DEM'e hayat öpücüğü verirken dağdan elinde Kalaşnikof silahla inen PKK'lıları İstanbul Büyükşehir Belediyesinde ve diğer belediyelerde işe aldılar. Vatandaşı teröristle muhatap ettiler.
AHMET ÖZER'E KAMPANYA YAPAN CHP DİĞERLERİNE NİYE SAHİP ÇIKMIYOR?
Yaptıklarıyla övündüler bir de. CHP Esenyurt Belediye Başkanı Ahmet Özer terörden tutuklandığında dev kampanyalar yaptılar. Devletçi, Atatürkçü, vatanını milletini seven CHP örgütünü PKK muhibbi isimler için belediyenin önüne döktüler.
Önceki gün de benzer bir gelişme oldu. Yürüyen başka dosyaların olgunlaşmasıyla CHP'li 9 belediyeye terör operasyonları yapılarak 10 zanlı gözaltına alındı.
Ama CHP bu kez kampanyalar yapmıyor, vaveyla koparmıyor? Neden acaba?
PKK bağlantısından dolayı yargılanan Ahmet Özer'e güvendikleri kadar güvenmiyorlar mı DEM'in diğer sızdıklarına? Ya da CHP tabanının tepkisini göğüsleyemiyorlar mı artık? Yahut belki de Ekrem İmamoğlu genel merkezden ön seçim tarihini kopardığı için ilgilenmiyordur artık çuvaldaki turplarla!
OY KARŞILIĞI PKK'YI SIZDIRAN OY KARŞILIĞI PARA DAĞITMAZ MI?
CHP'nin başını ağrıtan, toplum nezdinde başını öne düşüren ikinci konu "şaibeli kurultay" mevzu. Konu bugün siyasetin üst sıralarına, CHP'nin başını çeviremeyeceği bir noktaya tırmanmış olsa da bugün başlamadı.
Kısaca hatırlayalım.
CHP'nin 38. olağan kurultayı 4-5 Kasım 2023'te Ankara'da yapılmış, Kılıçdaroğlu koltuğunu "değişimciler"in desteklediği Özgür Özel'e kaptırmıştı.
DELEGE PAZARINDA SATILAN "İRADE"
Kurultaydan önce başlayan "delege pazarı kuruldu" söylentileri, kurultay sonrasında ayyuka çıktı. Değişimcilerin teşkilat içinde ekipler kurduğunu, yakın markaja aldıkları delegelerin oylarını değiştirmek için cep telefonu, ev-araba ya da nakit para türünden "hediyeler" verdikleri yazıldı, çizildi, bazı isimler anıldı.
İddialara göre kurultay öncesinde Pazar günü İstanbul'da döviz büroları açtırılmış, çantalar dolusu paralar Ankara'ya gönderilmişti.
Nitekim eş zamanlı olarak CHP içinden bazı görüntüler de sızdırıldı kamuoyuna. Bu görüntülerde Ekrem İmamoğlu'na çok yakın bazı isimler deste deste parayı sayıp istifliyordu. Bu görüntüler ister istemez "delege pazarı" iddialarını somutlaştırdı.
İDDİA EDENLER DE, GÖRÜNTÜLERİ SIZDIRANLAR DA CHP'Lİ
Ama tabii işi söylenti seviyesinden hukuki boyuta taşıyan şey CHP parti örgütünden isimlerin itirafları ve itirazları oldu.
CHP Muş gençlik kolları başkanı Erkan Çakır'ın sürece dair yaptığı açıklamalar, CHP Bursa il başkanı Nihat Yeşiltaş'ın 19 Kasım'da Bursa Cumhuriyet Başsavcılığına başvurusuyla yargıya taşındı. Bursa Cumhuriyet Başsavcılığı da kurultay Ankara'da yapıldığı için dosyayı Ankara'ya gönderdiği için soruşturma Ocak 2024 itibariyle başlıyor.
Kılıçdaroğlu ile CHP'nin az sayıdaki saygın isimlerinden Akif Hamzaçebi'nin ifadeye çağrılmasının sebebi, onların da söz konusu şaibeye dair şüphelerinin bulunması.
Nitekim Kemal Bey çıktı CHP'ye yakın bir televizyon kanalında CHP genel merkezindeki suskunluğa dair hayli ağır bir anıştırmada bulundu.
Velhasıl şaibeler doğru mudur, değil midir, savcılık ortaya çıkaracak. Lakin şu ana dek şüyuunun vukuundan beter olduğu aşikâr.
Özetle parti yönetimi bu krizi de iyi yönetemedi. CHP kurumsal olarak terör bağlantısı sebebiyle aldığı darbe kadar büyük darbe aldı bu mevzuyla. Meşruiyet ve itibar kaybetti.
MANSUR YAVAŞ YARIŞTAN ÇEKİLDİ, ÖNSEÇİM KADÜK OLDU
Üçüncü sorun ise olmayan seçime aday biçme tiyatrosu.
Özgür Özel'in Ekrem İmamoğlu baskısı altında nicedir inlediğini görmeyen yok. Sebebin "İmamoğlu'na kurultay borçlu olmak" olduğunu da bilmeyen yok.
Özel-İmamoğlu hiyerarşisi böyle kurulduğu içindir ki şahit olan herkesi gülmekle utanmak arasında bırakan o "paylaşılamayan kürsü", "Özel konuşurken İmamoğlu'nun dersi kaynatması", "CHP genel merkezinin İmamoğlu lehine Mansur Yavaş'a mobbing uygulaması" gibi kepazelikler ortaya çıktı.
Sebebi hiçbir alameti belirmemiş bir seçimin öne alınacağı varsayımına dayalı bir aday belirleme projesi.
İmamoğlu uzunca bir zamandır kendini CHP'nin cumhurbaşkanı adayı ilan ettirmek istiyordu. Özgür Özel'i sıkıştırıyordu.
Acelesinin sebebi yaklaşan "yargı kararlarına" karşı "siyasi zırh" edinmek istemesiydi.
Özel bu tazyikten "üyeler oyuyla ön seçim" formülüyle çıktı ama oyuncu kastı, rol dağılımını beğenmedi!
Mansur Yavaş kendisine biçilen "figüran" rolünü kabul etmeyip yarıştan çekiliverdi!
Kendisi için doğru bir seçim, bu sayede kumpanya battı!
Tek adaylı bir seçimle (göstermelik adaylar olsa da iki forvet yarışmayacak sonuçta) seçim kazanmak İmamoğlu için bile zafer sayılmaz.
Epik bir zafere hazırlanan İmamoğlu için işler şimdiden komediye dönüştü!
Özgür Özel ise pusuda, vaktinin gelmesini bekliyor!