Türkiye bölgesel bir güç olmaya çalışırken onu engellemek isteyen dış güçler olacaktır. Ancak iç güçlerin tavrı daha etkili olacaktır ve hedefimize ulaşamazsak yurt dışı güçleri sorumlu tutacağız. Türkiye’de dış güçlerle iç güçleri birbirinden ayırmak zordur. Türkiye’yi yönlendirmek isteyen dış güçler içimizdeki kişilerini kullanıyor ve her şey halkımızın takdiri olarak sunuluyor. Dış güçlerin içerideki örgütlerini sıradan bir vatandaş tespit edemez. Onu devletin istihbarat organı izlemeli ve hükümeti haberdar etmelidir. Hükümet bunlardan bazılarının kendi içinde olduğunu görse bile onu ya tasfiye etmeli ya da onun davranışlarına bakarak o servisin amacını öğrenmelidir.
Bunun dışında siyaset dünyamızda bölgesel güç olmakla bağdaşmayan partiler vardır ve bunlar ideolojileri nedeniyle sadece ülkemizi düşünürler yabancıların sorunlarına ortak olmayı düşünmezler. Bazen bu tavır bir dış gücün politikasına uygun olur ve bazıları onun davranışını lekeler. Milliyetçi bir ideolojinin yabancı bir ülkeye destek olmasını bekleyemeyiz. Ancak bölgesel bir güç olduğumuzda sadece kendi güvenlik ve refahını düşünemeyiz. Bizimle birlikte hareket eden ülkeler için de aynı iyi davranışları sergilememiz gerekir.
***
Bölgesel güç olmak ne aynı soydan gelmeyi ne de ortak bir kültüre sahip olmayı gerektirir. Sadece siyasi ve ekonomik çıkarların çatışmaması ya da bu duruma getirilmesi beklenir. Ülkelerin dünyadaki yeri ve etkisi genellikle büyük güçler tarafından belirlenir. Ancak bölgesel güç olduktan sonra onlar da sizinle anlaşmak isterler. Bu durumda hedefiniz sadece kendi ülkemizin çıkarlarını korumak olmamalı. Dünyadaki dengenin bozulmamasına da gayret göstermeliyiz.
Şu anda bir ikilemle karşı karşıyayız. Dünya şartları biz bölgesel güç olursak dünyanın en önemli bölgelerinden biri olan Ortadoğu’da istikrarın sağlanabilir olduğunu gösteriyor. Yani dış şartlar bize bir yol gösteriyor. Üstelik bu yollar kötü değil ülkemizi güçlendirecek yönde. Ancak bu durum kamuoyunda tartışılmadığı için insanlar dış politikamızı daha çok çevre ülkelere göre değerlendiriyorlar. Ayrıca muhalefet partilerinin ideolojisi bu politikaya uygun değil. MHP milliyetçi olduğu, CHP kuruluş prensiplerine bağlı olduğu için bu yeni politikaya ters düşüyorlar ve kendileri iktidar olmasa bile iktidarın bu yoldaki çalışmalarına destek olmak bir yana onu engellemek isteyecekleri anlaşılıyor. Medya ve onun arkasındaki güçlerin ne yapacakları henüz belli değil. Dış etkiler onları karşı tarafa çekebilir.
Böyle zamanlar karşılıklı anlayışın ne kadar gerekli olduğunu gösterir. Bir ülke kuruluşundan sonra hep aynı düşüncede olmaz. Şartlar değiştikçe yeni politikalar hazırlamalıdır. Günümüzde iktidarın uyguladığı bölgesel güç olma politikası ve diğer büyük güçlerin hedefinde olan Afrika’ya açılması sırf iktidarı baltalamak için eleştirilmemeli, muhalefet ya kendi politikasının ne olacağını kamuoyuyla paylaşmalı ya da sırf iktidarı zayıflatmak için yaptığı karalamalardan vazgeçmelidir. Bugün mücadele içeride değil, dünyada yeni bir düzen kurulurken büyük güçler arasındadır. Önümüzdeki yıllarda eğer başarılı olursak biz de onlardan biri oluruz.