Şu soruyla başlayalım: “Hayır” cephesinin yeni konukları kim olacak?
Başa FETÖ’yü yazıyoruz... Oturduğu yerden suikast projeksiyonu yapan Fetullah’ın bu anayasa değişikliğinden hoşlanmadığını biliyoruz...
İnanamayacaksınız ama hoşlanan FETÖ’cüler de varmış.
Fetullahçı kaçak polis şefi, sosyal medya hesabından “yeni anayasaya evet” demiş. Gerekçesini de, “beka sorunu” diye açıklamış.
Türkiye’nin bekasını düşünmediklerine/düşünmeyeceklerine göre, kastettiği şey, olsa olsa, örgütlerinin bekasıdır.
Belki de Cumhurbaşkanlığı sistemiyle birlikte, bir sulh ortamının oluşacağını ve (dolayısıyla) affa mazhar olacaklarını düşünüyorlardır.
Olabilir mi?
Hayır...
Bence dalgasını geçiyor.
Bir diğer ifadeyle, “karartma” uyguluyor.
Çünkü Nisan ayına kadar sancılı bir dönem bekliyor bizi... İlk raunt tamamlandı, anayasa değişikliği Meclis’ten geçti ama ülkeyi sandığa götürmeme çalışmaları hız kesmedi.
Her yolu deneyeceklerdir.
Nitekim deniyorlar.
Ellerine geçirdikleri her şeyi fırlatacaklardır.
Öyle yapıyorlar.
Bir CHP milletvekili, “suikast” imasında bulunmuştu. Referanduma kadar “tatsız” birtakım hadiseler vuku bulabilirmiş, aman dikkatmiş!
Bunu “temenni” sadedinde söylüyor elbette...
Kemal Kılıçdaroğlu’nun “kan dökülür” beyanını da temenni sadedinde söylenmiş bir söz saymak lazım.
Bütün stratejisini “gerilim” üzerine kurmuş bir parti “kan”dan söz ediyorsa, halkı mahalle mahalle taşlı sopalı direnişe çağırmışsa ve bunda muvaffak olamamışsa, orada “temenni”nin ötesinde, enformasyon da aramak gerekir.
Enformasyonun kaynağı, hiç kuşkusuz, oturduğu yerden suikast projeksiyonu Fetullah Gülen...
Geçen haftaki vaazında örtülü mesajını yollamış, “Suikast planı tamam. Maktul arıyorlar” demişti.
MHP’li ve CHP’li üst düzey siyasetçilere suikast düzenlenebilirmiş.
Daha doğrusu, bu yönde karar alınmış.
Bunu hükümet yapacakmış.
Suçu da “hizmet hareketi”ne atacakmış.
Plan çoktan hazırlanmış, iş sadece maktulü bulmaya kalmış.
Bir dönem hizmet hareketi içinde bulunmuş dönekler de suikastten payını alacakmış.
Fetullah Gülen’in taktiğini ve iş tutuş tarzını bilenler, bu uyarıları (!), “FETÖ suikastlerle yeni kaos planını devreye sokmak istiyor” biçiminde yorumluyorlar.
Bu yorumu dikkate alalım ve Fetullahçı kaçak polis şefinin durduk yerde depreşen memleket sevgisini bir de bu gözle değerlendirelim diyorum.
Elbette örgütünün bekasını düşünüyor ve muhtemel suikastler için şimdiden
“karartma” uyguluyor.
Gelelim “hayır” cephesinin diğer konuklarına...
İkinci sıraya CHP’yi, üçüncü sıraya HDP’yi yazıyoruz.
Her bakımdan ilginç bir kampanya dönemi geçireceğimizi söyleyebilirim.
HDP-FETÖ-CHP ortaklığına (ve kardeşliğine) sahne olacak kampanyada, “tatmin olmamış” AK Partilileri ve “endişeli” İslamcıları görürsek şaşırmayalım.
Ben şaşırmam...
Erken yargıda bulunmak istemem ama işbu anayasa değişikliğinin “istenen” ve “beklenen” siyasi aktörleri devre dışı bırakacağını düşünen bazı endişeli İslamcılar kapalı devre “hayır” kampanyası yürütebilirler.
Dediğim gibi, şaşırmam...
Beni şaşırtan tek şey, açık oynamamaları olur.
Sonuçta, her görüş saygıdeğerdir.
Herkes eteğindeki taşı döksün.
Her kesim, açıkça “düşüncelerini” dile getirsin.
Referandumdan ne sonuç çıkar bilinmez ama milletin dediği olacaksa, her iki sonuç ta kabulümüzdür.
Sadece net ve dürüst olalım!