Her sene dolaşıma sokulan iktidarın ve dindarların 30 Ağustos’la sorunu olduğu, gerilim ve ayrışmanın bundan dolayı yaşandığı yalanından çok sıkıldım ben.
Hep aynı isimler ve kesimler Ağustos ortası gibi başlıyor tezvirata.
AK Parti’nin 30 Ağustos kutlamalarını yasakladığını, 30 Ağustos’u ve Atatürk’ü unutturmak, cumhuriyeti ve cumhuriyet değerlerini budamak için gizli ajanda uyguladığını, tarihi değiştirmeye çalıştığını, kendilerininse buna asla izin vermeyeceğini söyleyip duruyorlar.
Birbirinin aynı beyanlar.
Aynı vurgular.
Aynı kalıptan çıkma kurgular.
Takla attırılmış bayat yazılar.
30 Ağustos polemiklerini vesile bilip Atatürk ticareti yapanlar, aynı içeriğin laciverdini 2 bin 500 TL’ye satanlar da var bu kurguda, Atatürk’ün vasiyetine ve emanetine ettikleri ihaneti örtmek için bu sahteliğe sarılanlar da.
Her devrin her durumun kalemleri ise önce sanki bir yasaklama varmış gibi “yasaklanmamalı” diyorlar, ardından da “yasaklanmadı ki”.
Hep aynı.
Herkes gibi ben de “bezdum da!”
***Hal bu ki 30 Ağustos da tarihimizdir, 26 Ağustos da!
Dumlupınar da bizimdir Malazgirt de!
Bu toprakların bize vatan olmasında, var kalmasında; asırlar boyu aynı ülküde, aynı duyguda, aynı duada buluşmanın, beraber gülüp ağlamanın, al bayrağın gölgesinde soluklanmanın, bir millet, bir devlet olmanın adıdır.
Malazgirt Zaferi ne kadar bizimse 30 Ağustos da öyledir.
Şanlı 15 Temmuz direnişi de.
Gazi Mustafa Kemal’le beraber omuz omuza savaşan atalarımızın, 15 bin 55 şehidin adıdır, kanıdır, vasiyetidir 30 Ağustos.
Cepheden vücudunda şarapnel parçalarıyla dönen, önce iki bacağını, sonra üç küçük evladını geride bırakarak hayatını kaybeden dedem Mehmet Çavuş’un bakiyesidir 30 Ağustos.
82 yaşına gelmiş olsa da yetimliği azalmayan, boynu büküklüğüne rağmen emanetin güzel hatırını onurla taşıyan babamın öğüdüdür.
Bütün Anadolu böyledir.
Kime ayar veriyorsunuz siz?
Neden kıyaslayalım hem? Birini andık diye diğerinden neden vazgeçelim?
O sizin seçiciliğiniz!
Keşke 30 Ağustos ruhunu biraz da olsa anlayabilseniz…
Terör örgütlerinin sözcülüğünü yapmasanız, emperyalistlerin iştahını kabartmasanız…
Düşünseniz utanırdınız!
***Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın 30 Ağustos Zafer Bayramı dolayısıyla verdiği mesajları tam da bu nedenle çok değerli buldum.
“Anadolu’daki bin yıllık varlığımız bugüne kadar olduğu gibi bundan sonra da önüne çıkartılacak her engeli aşacak güce, imkana, kararlılığa sahiptir. Bunun için ihtiyacımız olan en önemli şey milletimizin birliği ve beraberliğidir. Bu toprakları vatan kılan şehitlerimize ve gazilerimize olan borcumuzu ancak bu şekilde ödeyebileceğimize inanıyorum. 30 Ağustos Zafer Bayramı’mız kutlu olsun”.
Atatürk’e hitaben Anıtkabir defterine yazdığı mesajın minnet ve rahmet kısmı da “milli bekamızı hedef alan tehditlere karşı yurt içinde ve sınırlarımız dışında yürütülen amansız mücadele” kısmı da hem bir hakikati hem de milletimizin ortak duygu ve kararlılığını ifade ediyor.
İkinci Sevr’e de aslanlar gibi karşı duruyor çünkü bu aziz millet Erdoğan’ın arkasında.
ABD’nin sınırımızda peyda edip Türkiye’ye musallat etmeyi planladığı terör devletini paçavra eden; Doğu Akdeniz’de, Karadeniz’de, Ege’de an be an mücadele veren, Mavi Vatan’ın her damlasından hayat damıtmakta kararlı olan Türkiye, ecdadın ve evladın emanetine sahip çıkan Türkiye’dir.
Bu kararlılığın, siyasi liderliğin adıdır Cumhurbaşkanı Erdoğan.
Beyhude uğraşmayın, lekeleyemezsiniz.
***Büyük zaferin 98. yıl dönümünde “kara vatan” ve “mavi vatan” için gösterilen gayrete eş değer güzellikte anlamlı kutlamalar yapıldı.
İletişim Başkanlığı’nın organizasyonu başarılıydı. 30 Ağustos gecesi başkentin göğünden tüm Türkiye’yi aydınlatan ışık gösterisi yerli ve milli üretim İHA’lar aracılığıyla yapıldı.
Gündüz de Türkiye’nin “gök vatan”da da var olmasını, güçlü olmasını sağlayacak Roketsan Uydu Fırlatma, Uzay Sistemleri ve İleri Teknolojiler Araştırma Merkezi açıldı Cumhurbaşkanı’nın katılımıyla. Dualarla.
Şehitlerimize rahmet, emeği geçenlere minnetle, daha nice zaferlere inşallah...