Orgeneral Ergin Saygun’u Birinci Ordu Komutanlığı dönemi öncesinden tanırım. Gazi Mustafa Kemal’in üniformasını şerefiyle taşımış bir komutandır.
Şahsi kanaat olarak söylemiyorum, kriteri var, Amerikan emperyalizminin emri doğrultusunda Türk Silahlı Kuvvetleri’nin “biat etmemiş komutanlarını” temizleyen FETÖ’nün “Balyoz Kumpası”nda yargılandı, 10 ay 25 gün tutuklu kaldı. FETÖ’nün hakimlerinin 18 yıl hapis cezası verdiği davadan, daha sonra beraat etti…
Kumpasla karşılaştığında hastaydı…
Sonradan ortaya çıkan gerçek, cezaevinde bakımsızlıktan yavaş bir ölüme terk edilmesinin planlandığıdır. Buna bir başka örnek, Kaşif Kozinoğlu vakasıdır, Orta Asya’yı bu örgüte dar eden istihbaratçı, cezaevinde şaibeli koşullar altında hayatını kaybetti.
Başkan Erdoğan’ın, o dönem sürmekte olan FETÖ yargı kumpaslarına karşı net tavrını belgeleyen fotoğraf budur. 9 Şubat 2013 günü, Halkalı’daki Mehmet Akif Ersoy Araştırma Hastanesi’nde çekildi. Saygun, bu ziyareti yıllar sonra şöyle yorumlayacaktı: FETÖ’nün Saygun ölsün, AK Parti zor durumda kalsın oyununu Cumhurbaşkanı’nın o dönemde beni ziyaret etmesi bozdu.
Beyazsaray kapısında listeye kondu…
Kendisi, meslek yaşamındaki duruşunun ötesinde, “Beyazsaray kapısında mimlenmiş” bir komutandır. 19 Kasım 2006’da Genelkurmay 2.Başkanı olarak Washington’a yaptığı ziyaret çerçevesinde, Beyazsaray’ın ofis binasında dönemin ABD Ulusal Güvenlik Başkan Yardımcısı ile randevusu vardı. Kapıdaki güvenlik, cihazdan geçebilmesi için üniformasını çıkarmasını istedi!..
Derhal döndü, çıktı gitti, çok özür dilediler, geri dönmedi. Ama tam bir yıl sonra, 2 Kasım 2007 günü Erdoğan’ın Başkan Bush ile Oval Ofis buluşmasında üniformasıyla yer alan ilk general oldu!..
Türkiye, şerefli komutanına yapılan terbiyesizliği yerde bırakmamıştı…
Mesele S-400 değil…
Sözü uzatmayacağım, geçen gün yine Washington’daydı, yaptığı konuşma önemlidir:
“Eğer S-400 problemini bitirme konusunda uzlaşırsak, eminim yeni talepler olacaktır. İran'la anlaşma yapma, eğer buna 'evet' dersek sonrasında 'tamam, Suriye'nin kuzeyinde bir Kürt devleti kuracağız, buna muhalif olma'. Eğer buna 'hayır' derseniz, size 'Kıbrıs’ta gaz ya da petrol arama hakkınız yok' diyeceklerdir. Yani problem bana göre S-400 ya da F-35'lerin Türkiye'ye verilmemesi değil. Amerika Türkiye'nin bağımsız dış politikasından memnun değil ve Türkiye'nin bölgesel bir güç olmasını istemiyor''
F-35 10 yıllık kumpas…
''Türkiye’nin F-35 projesinden dışlanması 10 yıl önce dış ilişkiler komisyonunda tartışıldı. Çünkü Türkiye F-35'leri alırsa bu Ortadoğu’daki dengeleri değiştirecekti. İsrail hava üstünlüğünü kaybedecekti. Amerika ve Batı için Ortadoğu'da iki önemli konu var. Biri İsrail'in diğeri de enerji kaynaklarının güvenliği. Ortadoğu'da İsrail'e dost ülke yok. Bir tane yaratabilirler. Bağımsız bir Kürt devleti. Bu yeterli mi hayır, düşmanlarını da elemeniz gerekiyor''
Düşmandan silah alınmaz…
''Bu sıranın sonunda Türkiye var. Bunu tüm kalbimle söylüyorum. Bunu söylerken de çok üzgünüm. Ama doğru olan bu. Eğer Amerika sizi düşman olarak görüyorsa asker olarak kendimi savunmalıyım. Amerika'ya karşı da kendimi Amerikan silahıyla savunacağımı bekleyemezsiniz. Eğer Amerika'dan bir şey alırsanız, bunun kaynak kodlarını alamıyorsunuz. Amerika gizli tutuyor. Yani eğer kullanmanızı istemiyorsa sahip olduğunuz her silahı kilitleyebilir''
Amerikan emperyalizminin Ergin Saygun’u Balyoz Kumpası’nın listesine neden koyduğu, hatta cezaevinde öldürmeye kalktığı bu sözlerden çok iyi anlaşılıyor.
Hep söylüyorum: REHAVET YOK, SAVAŞ ACIMASIZ VE SÜREKLİDİR…
Emperyalist-siyonist ittifak, Türkiye’yi tahrip etmekte kararlıdır.
Geçit vermeyeceğiz.