Enerji Kongresi’ne katılmak için İstanbul’a gelen Venezuela Devlet Başkanı Nicolas Maduro, “ABD emperyalizminin doymak bilmeyen sömürüsüne karşı birlikte direnelim” deyince, bu bana Hugo Chavez’i hatırlattı.
Dünyadaki en büyük petrol rezervlerine sahip olan Venezuela’nın, Maduro’dan önceki Devlet Başkanı Chavez, işbaşına geldiğinde ne yapmıştı?
“Venezuela petrollerinin getirdiği zenginlikten bugüne dek sadece ABD emperyalizminin işbirlikçisi zenginler yararlandı; artık yoksullar yararlanmalı” diyerek işe başlamıştı.
Ve ABD emperyalizmine tavır alıp sömürücü şirketlerin elindeki petrolleri kamulaştırmıştı.
Petrol gelirlerini zenginlerin kasalarına değil, sosyal yardımlar, sosyal konutlar gibi icraatlarla yoksullara akıtmıştı.
Bunları yapınca da ABD emperyalizminin, ülke zenginlerinin ve zenginlerin medyasının hedefi haline gelmişti.
Medya onu karalama kampanyası başlatmış, ABD ile işbirlikçileri onu darbeyle devirmek istemişti.
Ancak başta yoksullar olmak üzere millet onu ABD’ye, darbeye yedirmemişti.
Onun arkasında durmuş ve onu yeniden işbaşına getirmişti.
Gerçek şu ki emperyalist ABD ile işbirlikçileri, emperyalizm karşıtı, yoksullardan yana ülke liderlerini hiç sevmedi; hep devirmek istedi.
Bazen bunu silahlı darbelerle, bazen de yargıyı silah gibi kullandığı darbelerle gerçekleştirdi.
Nitekim Brezilya’nın emperyalizm karşıtı, yoksullardan yana Cumhurbaşkanı Dilma Rousseff, geçenlerde ABD işbirlikçilerinin tezgahladığı yargı darbesiyle devrilince, “Bana bunu yapanlar ABD işbirlikçisi Brezilya’nın en zenginleri, onların sözcüsü olan ve gerçekleri çarpıtan medya ile daha önce dört kez seçim kaybetmiş muhalefettir” demişti.
O Rousseff ki askeri dikta rejimine karşı elde silah savaşmış, zindanda işkenceden geçmişti.
Hugo Chavez, Dilma Rousseff’in yanı sıra, Bolivya Devlet Başkanı Evo Morales, Uruguay Cumhurbaşkanı Jose Mujica gibi birçok Latin Amerika ülkesinin lideri de emperyalizm karşıtı, yoksullardan yana liderlerdi.
Ve bu liderler ABD emperyalizmine karşı dayanışma içindeydi.
Bunlardan biri olan Uruguay Cumhurbaşkanı Jose Mujica, geçen yıl Türkiye’ye gelmişti.
Benimle de görüşmek istemişti.
İstanbul’da buluşup görüştüğümüzde, “Sizin gibi yoksul dostları bizim de dostumuzdur; size yoksul dostu liderlerin selamını getirdim” demişti.
İşte bu yıl da Venezuela’nın yoksul dostu, emperyalizm karşıtı Devlet Başkanı Nicolas Maduro Türkiye’ye geldi.
Maduro’yu dinleyince anladım ki, 15 Temmuz’da Tayyip Erdoğan’a karşı girişilen ABD destekli darbeye benzer bir darbeyi Venezuela’da da beklemekteydi.
Emperyalist çakalların darbeleri hiç biter mi?
Onun içindir ki derlenip dürülmesin bayraklar; emperyalist çakallar ulumaktadır!
Safları sıklaştırın dostlar; bu savaş emperyalizme karşı kurtuluş savaşıdır.
Uruguay Cumhurbaşkanı Jose Mujica ile Lütfü Oflaz İstanbul'da buluşup görüşmüştü.