Dünya çapında vicdanın sesi olmayı başaran bir liderimiz var. Nerede bir insanlık dramı, krizi, faciası yaşansa ilk ses veren Cumhurbaşkanımız Erdoğan oluyor.
Başka liderler siyasi hesaplar, maddi kaygılar, ideolojik pozisyonlar, coğrafi uzaklıklar gibi birçok sebepten dolayı ses vermekten uzak dururken sadece insaniyet namına konuşan bir liderin olması dünya için büyük bir şanstır. Kimin kime yaptığına bakmadan darbeye darbe diyebilen, mazluma dinine-ırkına bakmadan sahip çıkan, yakın uzak demeden her insanlık dramına duyarlılık gösterebilen bir lider…
Kimileri diyor ki, ‘konuşmaktan öte ne yapıyoruz?”
Arakan krizinde de, Gazze olayında da, Suriyeli ve Iraklı göçmenler meselesinde de, Sudan’dan Somali’ye kadar açlık sorununda da Erdoğan hem ses vermiş, hem taşın altına elini koyarak somut adımlar atmıştır. Türkiye bugün insani yardımda dünya genelinde ilk sıralarda yer alıyor. Hiçbir söylem havada kalmıyor, hiçbir çıkış desteksiz olmuyor, hiçbir tepki somut adımsız bırakılmıyor…
BM’yi ve İslam İşbirliği Teşkilatını harekete geçiren, ilgili tüm devletlerin başkanlarıyla konuşan, diplomasiyi ayağa kaldıran Erdoğan’dır.
Konuyu dünyanın gündemine taşıyarak farkındalık, duyarlılık ve inisiyatif oluşturan Erdoğan’dır.
Kimileri diyor ki, “Dünyanın diğer ucunda yaşananlardan bize ne?”
Myanmar Müslümanları Balkan Savaşında Türkiye’nin yardımına koşan, kıt kanaat biriktirdiklerini kardeş Türk halkına gönderen bir millettir. Hicaz demiryolunun yapımında Endonezya’dan Singapur’a, Myanmar’dan Tunus’a kadar birçok ülkedeki Müslümanlar yardımda bulunmuştur.
Bizim 34 ülkede 74 şehitliğimiz bulunuyor. Bunların içinde Myanmar da var. Türk askeri dünya barışı ve insanlık adına Güney Kore’ye de gitmiş, Japonya’ya da, Ukrayna’ya da…
Bu bir vizyondur, bir büyük devlet ufkudur…
Endonezya’nın Açe adasındaki insanlar niçin Türkiye’yi yakından takip edip, gönül bağı duyarlar? Çünkü 1538’de Osmanlı, buraya askerini göndermiş. Kanuni ve II. Selim de bu yardımları devam ettirmiş.
Osmanlı bir zamanlar İrlanda’ya da, Fransa’ya da, ABD’ye de askeri yardımda bulunmuş… İnsani yardımların ise dört bir kıtada olduğunu biliyoruz.
Türkiye TİKA, AFAD, Kızılay gibi marka kuruluşlarıyla ve sivil toplum gücüyle insani dram yaşanan her yere katkıda bulunmaya çalışıyor. Afrika’ya küresel hegemonya mantığıyla yaklaşan süper güçlere karşın Türkiye tamamen ‘insani duyarlılık’la misyon yükleniyor.
Cumhurbaşkanımızın eşi Emine Erdoğan’ın Bangladeş’e sığınan Arakanlı Müslümanları ziyaret edip yardım dağıtması, duyarlılığımızın söylem düzeyinde kalmadığını gösterdi.
Emine Hanım, hem insani yardıma vurgu yaptı, hem sorunun siyasi çözümüne parmak bastı.Cumhurbaşkanımız Erdoğan’ın Myanmar Devlet Başkanıyla görüşmesindeki siyasi ve diplomatik çözüm vurgusu da önemliydi.
Tarihin bugünkü insanlar üzerine bıraktığı bir sorun bu… Geçmişten devralınan bu tür sorunların siyasi çözüme kavuşturulmaması insani krizler üretiyor. Her kriz ise öncelikle çocukları, kadınları ve yaşlıları vuruyor.
Ümmetin yetimleri, mağdurları, mazlumlarınasahip çıkmak da insan odaklı bir liderliğe kalıyor. Bu yüzden Erdoğan tarzı bir liderlik insanlık vicdanının devreye girmesi açısından büyük önem taşıyor.