Lig durup durup Şampiyonlar Ligi’ne doğrudan katılması için yol açıyor, ama Beşiktaş oradan yürümüyor! Maçı kazanmaları Galatasaray’ı yakalama olanağını verecekti. Bu müthiş bir itici güç kazandırmalı, coşku katmalıydı. Bunu hemen gösterdiler. Bir de gol buldular. Tek paslarla yaratılmış pozisyonun ürettiği coşku verici bir gol.
Her şey yolundaydı, ne var ki beklenmedik bir yol kesici çıktı ortaya. Hakem! Emek hırsızlığı yaptı!
Beşiktaş, Çaykur Rizespor’u tedirginliğe itecek baskıyı kurdu ve golü buldu, ama etkisini sürdüremedi. Çünkü hatalı bir hakem kararıyla çok geçmeden bir penaltı golü yedi. Bu penaltı kararı, hakemlik kişiliği oturmamış hakemin kişilik gösterisiydi.
Rizespor beraberliği yakaladığında üzerindeki tüm tedirginliği attı. Beşiktaş gerildi ve etkili oyun düzeninden koptu! Rize’nin iyi alan daraltması, adam kontrolünü başarı ile uygulaması, çok geçmeden ikinci penaltı golü ile öne geçmesinden kazandığı güven, devrenin geri kalanının egemeni olmasını sağladı.
Devre arasında Beşiktaş üzerindeki dağınıklığı atmıştı. Akışı hemen ele geçirdi ve beraberliği yakaladı. İlk 15 dakikada Rize’nin hiç şut atamamışken, Beşiktaş’ın 7 şutu vardı! Bunda Rize’nin yüklenen Beşiktaş’ı kontratakla avlamak amacının az da olsa etkisi oldu. Uğur Tütüneker Lualua’ı oyuna alarak kontratak amaçladı, ancak takımı yediği baskıyı kırıp bu planı uygulama fırsatını pek yakalayamadı. Beşiktaş’ın 72.dakikada Atiba ile bulduğu iptal edilen goldeki faul kararı da tartışmaya açık bir karardı.
Rizespor elinden geleni verebilen bir takımdı. Eksik adamları olmasa belki daha iyisini yapardı. Beşiktaş’ta da eksikler vardı. Ancak mevcut ile yapabileceklerinin tümünü gerçekleştiremedi. Sakatlıktan çıkan Almeida son yirmi dakikada çok şey veremedi. Olcay eski veriminde değildi. Oğuzhan ve Gökhan da öyle. Çok çalıştılar, ama böyle zamanda kendilerinden beklenen yaratıcı, üretken çizgide olamadılar. Beşiktaş’ın yitirdiği iki puanda hatalı hakem kararları kadar bunun da etkisi vardı.