A Milli Takım Teknik Direktörü Şenol Güneş, kazanmanın ve puan cetvelinde iyi bir yer tutmanın keyfini çıkaracağı yerde; Moldova’dan önceki Andorra maçı nedeniyle yapılan eleştirilere, cevap yetiştirmeye çalıştı.
Ben, 1-0 ve zorla kazandığımız Andorra maçı için; “Utandıran bir durum” diye başlık atmıştım. Şenol hoca buna alınmış, “Biz utanılacak hiçbir şey yapmadık” diye tepki koydu. Hıncal Uluç da aynı gün, “Şenol Güneş’i sevmem, suratsızın biri” diye yazmıştı.
Biraz ağır ve sevimsiz olmuş ama, netice itibariyle duygusunu dürüstçe ifade etmiş... Milli takım hocasını sevmek zorunda değil. Elbette saygı duymak zorunda ama, söz konusu ifadesinde, açık bir hakaret yok. Biraz tahammüllü olmak gerekir.
Andorra gibi bir takıma ancak 89’uncu dakikada gol atan bir takım, elbette eleştirilir. Bütün dünyaya rezil olmaya ramak kala, son anda faciadan dönmek; ağırdan da öte eleştiriyi davet eder. Kimsenin şikayete hakkı olmazdı. Aslında sadece 1-0 kazanmış olmak bile, başlı başına bir fiyasko olduğu için, ben sonuca “Utanılacak bir durum” dedim. Haksız mıyım?
***
İki kıytırık ülkeye karşı alınan galibiyet sonrası, milli takım için yaratılan hava; gaz vermenin de ötesine geçti, Süper Güç’e sahip olduğumuz iddiaları da başladı. Hocanın esas bundan şikayet etmesi lazım.
Şenol Güneş milli takımı bırakmış, kendi kişisel huzursuzluğunu gündemin ortasına taşımaya çalışıyordu... Maç sonu konuşmasının neredeyse tamamı, maç dışındaki konuları içeriyordu. Buna hakkı yok!
***
Ayrıca, kendisini büyük ölçüde yıpratmaya çalışan kimse de yok ortalıkta... Her türlü hafif eleştiriye bile alınganlık gösteren tuhaf bir yapısı var. Lider bir çalıştırıcı, hoşgörü limitini yüksek tutan birisidir. Hocamızın da öyle olmasını istiyoruz.
Aşırı hassas noktalarda dolaşması, 2020 Avrupa Şampiyonası elemelerinde var olan büyük şansımızı; düşük kaliteli duygusal komplekslerle ziyan eder.