Hürriyet Gazetesi Marmaray’da ilk gün yaşanan aksaklığı “Nazar değdi” başlığıyla haber yaptı.İlginç ve “Her vagona nazar boncuğu takmak mı lazım?” diye düşündüren bir başlık bu. Ama daha vahim olanlar, bilgi hataları, art niyetler köşelere saklanmıştı...
***
İddia bir, “Marmaray seçim yatırımı olduğu için erken açıldı.”Eğer yerel seçimler bu pazar günü yapılacak olsaydı bu iddia doğru olabilirdi. Ama seçime daha aylar var. Eğer iddia edildiği gibi bir acele varsa o Cumhuriyet Bayramı’nı taçlandırma acelesidir. Marmaray’ın temeli 2004’te atıldı, 2009’da bitirilmesi planlanıyordu, 2013’te açıldı, hangi acele?
***
İddia iki, “Marmaray’da güvenlik sorunları var, Japonlar bu nedenle görevlerinden istifa ettiler.” Bu iddianın dile getirildiği yerlerde bir gün sora Japonya Başbakanı’nın açılış duasına katıldığı haberleri vardı. Bu işlerin şakaya, boş sallamalara neden gelmediğini iki örnekle anlatayım sizlere. THY son 10 yılda dünyada havacılıkla ilgili bir sürü ödül aldı ama hala 1970 ve 80’lerde yaşananlardan dolayı Avrupa’nın en çok kaza yapan havayolu istatistiğine sahip ve sigorta bedeli de ona göre daha yüksek. Greenpeace nükleer karşıtı eylemlerinde her zaman sicili bozuk şirketlerin isimlerini yayınlar.
Her şirket önce kendisini düşünür. Bir kaza durumunda bir daha iş alamayacağı için batacak olan şirketler de riskli bir açılışa evet demez, ülke başbakanının oraya gelmesine izin vermezler.
***
Yılmaz Özdil’e ayrı bir bölüm açmak lazım.Özdil, Marmaray’daki ön yargısını Japonya’yla imzalanan nükleer santral anlaşmasında vahim bir yanlışla taçlandırdı...Özdil, Fukuşima’nın Çernobil’den sonraki en büyük nükleer felakete yol açtığını yazdı. Bu doğru da, o kazanın sebebi 9.0 büyüklüğündeki deprem değil,14 metrelik tsunami dalgalarının santralin elektrik sistemini çökertmesiydi.
İmzaların atıldığı Sinop için ne 9.0 büyüklüğünde bir deprem ne de tsunami tehdidi var.Marmaray’a ya da nükleer santrale ya da AK Parti’ye karşı olabilirsiniz, kimse kimsenin tercihine karışamaz.Ama yazıp çizerken, konuşurken, eleştirirken, okura, seyirciye, dinleyiciye doğruları söylemek gerekir. Aksi için ayıp hafif bir tabir kalır...