Kupa derbisine ilk ve genel bakışta, Beşiktaş’ın Fenerbahçe’ye karşı mutlak/kesin/açık favori olduğu sanılır... Görülür... Kabul edilir... Bunda da acayıp bir şey yoktur.
Sarı-lacivertlilerin; son 4-1’lik bozgundan sonra, şok ve şaşkınlık içinde olduğu kesin. Hele Beşiktaş’ın giderek yükselen grafiği ve özellikle Konya karşısındaki futbolu; onları favori göstermek için haklı ve tartışmasız malzemeler sunuyor.
Fakat ne çare ki; favori olmak, maçı kazanmayı garantilemiyor. Çünkü araya/ devreye/derbiye başka elementler sızıyor ve işin kimyası değişiyor. Nedir onlar?
Bir... Beşiktaş’ın savunmacılarını tek tek ele aldığınız zaman, hepsine aferin dersiniz ama; takım halinde değerlendirdiğinizde, o aferinleri ağzınıza tıkayacak gerçekler de yok değil... Beşiktaş için “Süper oynadı” dediğimiz maçta, savunmanın verdiği gedikler ve maça asılma inadı kırılmış Konya’nın geliştirdiği pozisyonlar; bu bölgenin pek emin ellerde olmadığının da işareti... Ağır bir skorla örselenmiş ve gururu kırılmış bir Fenerbahçe’nin, biraz da kamçılandığını hesaba katmak gerek. Beşiktaş’ın savunma zaaflarından faydalanabilecek ayaklara sahip... Siyah-beyazlılar tempo yaptığında, ileri çıktıkları güvenle, geri dönüşe geçemiyorlar. Maçı bırakmış Konya bile, bu zaaftan pozisyon buldu. F.Bahçe affetmeyebilir.
***
F.Bahçe çok kötü olduğu için 4 yemedi... Geride kaldığı skorun altından kalkmak için, son anlarda kontrolsuz çabaladığında, verdiği açıklardan gol yedi... Bu nüansa dikkat edelim. Aynı F.Bahçe’yi bir daha göremeyeceksiniz.
Beşiktaş’ın yüksek temposu, pazar günü F.Bahçe için avantaj olabilir. Konya karşısında kendisini yıkan taktik, tempolu Beşiktaş’ı da sarsabilir. Ama Kartal bu oyuna gelmez.
F.Bahçe’nın avantajı, illa da kazanmak zorunda değil. Çünkü, karşılıklı hesap/kitap/denge maçı olacağı için; derbinin önce uzatmalara, sonra penaltılara gideceğini düşünüyorum. Atışlar teknikten çok; şans/baht/kısmet işidir. O noktada ne olacağını Allah bilir!